Demokratik Bölgeler Partisi Van Tuşba İlçe Eş Başkanı Leyla Durmiş yaptığı açıklamada şunları dile getirdi...
Başkan Leyla Durmiş şöyle konuştu...
Kadını ta neolotık den bu güne ele alırsak kadın 3 cinsel kırılmadan geçti
1:mitolojik :yani tanrı ve tanrıça dönemi kadının 104 M yasasının elinden alınması yani tiamatin oğlu marduk tarafından vahşice öldürülüp bedeninden yer yüzünü oluşturduğu söylemi daha sonra kadının Musakabil yani ilk genel evi denilen evlerde erkeğe sunulması.
2:din : hz:Musanin Mariayı mal varlığından mahrum etmesi kadını bir mal olarak göstermesi gerek mal varlığında gerek hayatın hiç bir alanında hiç bir hakka sahip olmadığını topluma din adı altında yazması kadını bir kara peçe altında hapis etmek dinin etkileridir. Kutsal kitap olan Tevrat da şöyle geçer; kadın paçavra içinde olmalı buda erkeğin kirli olan zihniyetine karşı koymak için söylenen bir ayet bu ayete benzer bir ayet kuranı kerimde de geçer "kadın tarladır istediğin gibi süpersin "söylemi bir nevi kadını din adı altında kullanmaktır kuranı kerim 23 yılda tamamlandı ve sürekli erkek eli ile yazıldı ve dini kullanarak kadını tüm varlığı ile kullanmaya ve şekillendirmeye yol oldu İslamiyet'in çıkışı ile bir nevi olsa katı kurallar yumuşatıcı olsada kadının yazısiz ve kayıp edilen tarihi gün yüzüne tam anlamı ile çıkmadı.
3:kapitalizm : 3 cû cinsel kırılma olan kapitalizm kadını bir meta ve reklam aracı olarak kullanması belli beden ölçüleri biçmesi gerek saç rengi ,makyaj ,göz rengi , duruş,yürüyüş , hatta özel hayat olan çocuk sayısına kadar mücadele etti bedeni üzerinden biz kürt kadınları olarak özgür irademiz ve kararlı duruşumuz ile 3 cinsel kırılma olan kapitalizme karşı bilinçli ve kararlı olarak kadını tüm yaşam alanlarına olduğu gibi elinden alınan tarihi ve misyonu çerçevesinde mücadeleyi tüm halkların kadınları tüm sömürü baskı yok edilmek istenen kimliği ile direnerek örgüleyerek var olmaya ve var etmeye tüm alanlarda mücadelenin takipçisi ve var edeni olacağız.
Leyla Durmis: Kadın hakları ; kadın haklarını ele alacak olursak yaşamın tüm alanlarında üretici yaratıcı hayatın her alanında kadının o duruşu sorumluları her şeyden önce dürüst ve adil olan doğası gereği yapısı toplumsal cinsiyetciğn dayattığı sıfat ve misyon ile ayaklar altına alınmasına rağmen hiç bir zaman kadının doğasında uzaklaşmadığı net olarak ortadadır. Yaşamda erkeğin sahip olduğu hak ve sorumlulara kadın da ortak ve eştir her ne kadar toplum kadını saçı uzun aklı kısa , kadına elinin hamuru ile erkek işine karışma dese bile eğer kadının o el hamuru olmasa tüm erkekler açlıktan ölürdü, Diyorum günümüzde baktığımızda kadının yaşamın her alanında erkeğe eşit şekilde tüm işlerde ve tüm sorumluluklarda vardır. Örnek siyasi ,ekonomi ,eğitim ,bilim bilim, sağlık sağlık demişken ilk çağlarda hekimler kadınlardi bunlar yok sayılacak inkar edilecek veriler değildir astronomi yine aynı şekilde kadın elinde şekil aldı basit bir örnek kadınların duygusal ve analitik zekası hislerinin temiz ve yanılmaz olması ve Avrupa'daki cadı avı dedikleri kadın katliamları da kadının var etme gücüne karşı bir kirli oyundu bir kadın hem anne , baba , aşçı, doktor , psikiyatri evde tüm sorumlulukları yürütürken erkek dışarıda kadının tüm haklarını elinden alıp eve hapis etmesi kadının gücünden korkmasınin temel nedenlerinden dır...ve günümüze bakıldığında artık kadın tüm alanlarda her ne kadar toplumun o iktidarcı ve feodal yarısının baskılarına maruz kalsa bile bir nevi özgür kadın kimliği ile günbe gün direnmekte ve yaşamı var etmekte
Leyla Durmis: Türkiye’de vahşice işlenen cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Aynı hafta içinde Mersin’de 20 yaşındaki Özgecan Aslan vahşice katledildi, gazeteci Nuh Köklü İstanbul Kadıköy’de kalbinden bıçaklandı, Kübra Kart Üsküdar’da kocası tarafından öldürülüp cesedi parçalara ayrıldı, 22 yaşındaki Hüsne Aslan Antalya’da bir erkek arkadaşının otomobilinin altında can verdi.
Aslında kadına şiddet, dünyanın da önüne geçemediği bir mesele... Araştırmalar, cinsiyet eşitliğinde öncü gelişmiş ülkelerde bile kadının şiddet mağduru olduğunu gösteriyor.
Leyla Durmis: Türkiye ve diğer ülkelerde her tür suçu erkekler kadınlardan fazla işliyor. Kadınların eş ve anne rolleri onları suç işlemekten alıkoyuyor.
Türkiye’deki kadın cinayetlerinde önde gelen neden namus. Yani, erkeğin kadını istediği gibi kullanabileceğini düşünmesi.
Kadınlara “Kızınızın başına gelse onun ne yapmasını istersiniz?” diye sorulduğunda, “Onun da kalmasını, sabretmesini isterim” cevabı alınmış. Batı’daki çalışmalarla İçli’nin çalışmaları arasındaki en büyük fark, Türkiye’deki kadınların sabretmesi.
Boşanmayı veya kendisine şiddet uygulayanı öldürmeyi düşünen kadınlar da var. Fakat İçli, “Gitse, evlenmeden önce kendisine sıklıkla şiddet uygulayan babası da almayacak eve. Çocuklarını babasız bırakmak istemiyor. Bir kısmı da kocasını seviyor. Bir de bu, bildiği, baş edebileceği bir ortam. Evden çıktığı zaman bilmediği bir ortamla karşılaşacak. Bildiği yerde kalıyor” diyor.
Kadınların mesleği, kendini geçindirecek parası yok. Çocuklarını bırakıp gidemiyor. Ancak kocasını bir kere affettiğinde de şiddet kronikleşiyor.
Ankara, İstanbul ve İzmir 3 ekonomik sınıfa ayrıldığında üst tabakada da şiddet var ama alt tabakadaki kadar yaygın değil.
Türkiye’de şiddete uğrayan kadınların şiddet suçu işlemesi durumu da var. Şiddete sabrediyor, sabrediyor ve sabredemediği bir noktada kendisine şiddet uygulayan şahsa karşı suç işliyor, mesela onu öldürüyor...
Son dönemde tamamlanmış doktora tezlerinden biri ilginç sonuçlara varıyor: Kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik çıkarılan yasalar, aslında kadının hak ve özgürlüklerinin artırılması ve bir birey olarak daha farklı bir konuma getirilmesinden ziyade, ailenin korunmasına yönelik. İçli, “İncelediğimde ben de bu sonuca vardım” diyor. “Birinci görev ailenin korunması; kadının statüsünün yükseltilmesi değil. O birliğin içinde kadının birey olarak hak ve özgürlüklerinin sağlanması gerekir.”
Leyla Durmis: Ve son dönemle mevcut olan Türkiye'nin o hal adı altında toplumun sesinin her alanda kesitirimek istenmesi gerek basın gerek sokağa çıkma yasağı ve devletin tüm yetki ve gücünü kullanmak halkları susturmasi basını kısıtlaması en açık örneklerden biri ...
Daha sonra "erkek vuruyor devlet koruyor "şiarı yerinde bir şîardır çünkü taciz tecavüzcü ve katiller iyi halden ve hafifletilmiş yasalardan dışarı salınmasi yeni taciz tecavüz ve cinayetlerin zeminini oluşturmakta biz kadınlar yaşamın yarısını oluştururken diğer yarısında yetiştiriyoruz onun içinde kadın cinayetlerine ve istismarlarına karşı her alan mücadele ve eğitm öncülüğünde sesimizi duyuracağız ve cinayetleri durduracağız değil doğuda dünyanın her yerinde tüm kadınları kadın cinayetleri çerçevesinde sahiplenmeye ve korumaya davet ediyorum diyerek sözlerini sonlandırdı.
Haber: Abdulrahim YEŞİLAĞAÇ
Foto: Civan YEŞİLAĞAÇ