HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, Van esnafının durumuna ilişkin TBMM’ye araştırma önergesi verdi.
Van esnafının 2011 yılından bu yana ekonomik sıkıntılardan kurtulmadığını ifade eden Sarısaç, önergesinde, “Yüzbinlerce insanın hayatına mal olan Koronavirüs (Covid-19), Türkiye’de de etkili olmuştur. Özellikle Van ilinde, salgının ekonomik ve sosyal etkileri ciddi boyutlara ulaşmıştır. Çünkü 2011 depreminden itibaren Van esnafının kronikleşen sorunları, salgınla birlikte daha da derinleşmiştir. Dolayısıyla salgının etkisinin azaldığı ve normalleşmeye geçildiği bugünlerde esnafın ve yurttaşların sorunlarına odaklanmak elzemdir. Bu kapsamda Koronavirüsün Van’da esnaf ve tüccar kesimin sorunları başta olmak üzere yarattığı ekonomik krizin etkilerinin araştırılarak gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.”
Gerekçe
Sarısaç, önergeyle ilgili gerekçesini şöyle açıkladı:
“Çin’in Wuhan kentinden Aralık 2019 itibariyle dünyaya yayılan Koronavirüs (Covid-19) aylar içerisinde bütün ülkeleri etkisi altına almıştır. Dünya Sağlık Örgütü(WHO) de bunu bir “pandemi” olarak tanımlamıştır. Çünkü salgın, hızla yayılmakla birlikte her ülkede başta can kaybı olmak üzere her açıdan insanlığı ciddi bir şekilde etkilemiştir. Bu süreçte 400 bin civarında insan yaşamını yitirirken vaka sayısı 6 milyonu aşmıştır. Ülkemizde de etkili olan salgın nedeniyle 4 binden fazla insanımız hayatını kaybederken vaka sayısı 200 bine yaklaşmıştır.
Salgından etkilenen kentlerin başında ise seçim bölgem Van gelmektedir. Çünkü Van, salgının ulaştığı ilk ülkelerden olan İran’la sınırdaş olmasından dolayı riskli illerden biri olmuştur. Öyle ki daha Şubat 2020’den itibaren Van’da salgından bahsedilmeye başlanmıştır. İlk vakaların açıklandığı 11 Mart’tan sonra ise Van’da sokağa çıkma yasakları, kentlere giriş-çıkış yasağı ve sınır kapılarının kapanması gibi tedbirlere başvurulmuştur. Doğal olarak salgın sürecinde berber, lokanta, ayakkabıcı, kahvehane, hotel, minibüsçü, terzi, pastane, bakkal, pazarcı vb. küçük işletmeler ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kalmışlardır. Özellikle dükkanını üç ay boyunca kapatmak zorunda kalan esnafın, gerekli desteği almaması durumunda iflasa sürüklenmesi kaçınılmaz görünmektedir.
Van esnafının sorunları; 2011 depremiyle gelişen, iktidarın politikalarıyla kronikleşen yapısal sorunlardır. Çünkü depremin akabinde Van afet bölgesi ilan edilmemiş, bir yıl boyunca iş yapmayan esnaf için vergi terkini yapılmamış, yurttaşların borçlandırılmadığı bir çözüm geliştirilmemiştir. Dolayısıyla destek kredileri, esnaf tarafından üretim gücünü geliştirmek amacıyla kullanılamamıştır. Çünkü vergi borcu altındaki insanlar, sunulan kredi imkanlarını sadece mevcut borçlarını çevirmenin zorunlu bir aracı olarak kullanagelmişlerdir. Bugün de Van esnafı, salgın sonrası ciddi risklerle karşı karşıyadır. Destek eylem planları bir tarafa, üç aydır kapalı olan esnafa yüksek elektrik, su vb. faturaların gönderildiği kamuoyuna yansımaktadır.
Meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığımız görüşmelerde “esnafın Koronavirüs sürecinden olumsuz etkilendiği ve bu etkinin ilerleyen zamanlarda kendisini daha net gösterebileceği” belirtilmiştir. Yine salgın sürecinde yapılan “kısa çalışma ödeneği” desteğinin sınırlı olduğunu, birçok işyerinin başvurusunun kabul edilmediğini belirten esnaf temsilcileri; SSK işveren payları, gelir vergisi stopajlarının af edilmesi, elektrik ve su faturalarının ertelenmesi, dükkan kira ödemelerinde desteğin sunulması vb.” taleplerini sıralamaktadırlar. Aynı şekilde geçen yıldan beri sorun yaşayan çiftçiler, bankaların icra takiplerine maruz kalırken Van çiftçisi, Tarım ve Orman bakanlığının vereceği %75 hibe tohum desteği projesine dahil edilmemiştir.
Bu süreçte Kapıköy Sınır Kapısı’nın kapalı olması da Van’da birçok kesimi etkilemiştir. Buna rağmen trenlerle İran’la kontrollü bir ticaret sürdürülmeye çalışılmıştır. Fakat bir gecede getirilen yüzde 300’lük baskın vergi, hem tüccarı mağdur etmiş hem de tonlarca karpuzun vagonlarda çürümesine neden olmuştur. Salgın sürecinde Van’da işsizliğin boyutları ise 306 işçinin kazanılmış haklarına rağmen mağdur edilmesiyle trajik bir hal almıştır. Çünkü mahkeme kararlarına rağmen işçiler, işlerine iade edilmediği gibi uzayan süreçte bir işçi intihar etmiştir. Bugün de işçiler, seslerini duyurmaya çalışırken yetkililerin tutumu, Van’da işsizliği beslemeye ve krizi derinleştirmeye dönük bir amacın parçası olmaktadır.
Sonuç olarak; salgın sonrasına dönük araştırmalar, yoksulluğun ve işsizliğin artacağı yönündedir. Özellikle temel işletmeleri “esnaf” niteliğinde olan Van’da bir dip kriz hali mevcuttur. Çünkü KOBİ’lerin salgından dolayı faaliyetleri durmuş olsa da sabit giderleri sürekli olarak artış göstermektedir. Dolayısıyla her an kira ve aidat giderleri, sosyal güvenlik primleri, elektrik – su – internet – doğalgaz faturaları, muhasebe ve yönetim giderleri artmaya devam etmektedir. Bu nedenle Koronavirüs sürecinde Van’da esnafın ve tüccarın karşılaştığı ekonomik ve sosyal sorunların araştırılarak gereken adımların atılması amacıyla Meclis araştırması açılması elzemdir.”
VanMed
Van esnafının 2011 yılından bu yana ekonomik sıkıntılardan kurtulmadığını ifade eden Sarısaç, önergesinde, “Yüzbinlerce insanın hayatına mal olan Koronavirüs (Covid-19), Türkiye’de de etkili olmuştur. Özellikle Van ilinde, salgının ekonomik ve sosyal etkileri ciddi boyutlara ulaşmıştır. Çünkü 2011 depreminden itibaren Van esnafının kronikleşen sorunları, salgınla birlikte daha da derinleşmiştir. Dolayısıyla salgının etkisinin azaldığı ve normalleşmeye geçildiği bugünlerde esnafın ve yurttaşların sorunlarına odaklanmak elzemdir. Bu kapsamda Koronavirüsün Van’da esnaf ve tüccar kesimin sorunları başta olmak üzere yarattığı ekonomik krizin etkilerinin araştırılarak gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.”
Gerekçe
Sarısaç, önergeyle ilgili gerekçesini şöyle açıkladı:
“Çin’in Wuhan kentinden Aralık 2019 itibariyle dünyaya yayılan Koronavirüs (Covid-19) aylar içerisinde bütün ülkeleri etkisi altına almıştır. Dünya Sağlık Örgütü(WHO) de bunu bir “pandemi” olarak tanımlamıştır. Çünkü salgın, hızla yayılmakla birlikte her ülkede başta can kaybı olmak üzere her açıdan insanlığı ciddi bir şekilde etkilemiştir. Bu süreçte 400 bin civarında insan yaşamını yitirirken vaka sayısı 6 milyonu aşmıştır. Ülkemizde de etkili olan salgın nedeniyle 4 binden fazla insanımız hayatını kaybederken vaka sayısı 200 bine yaklaşmıştır.
Salgından etkilenen kentlerin başında ise seçim bölgem Van gelmektedir. Çünkü Van, salgının ulaştığı ilk ülkelerden olan İran’la sınırdaş olmasından dolayı riskli illerden biri olmuştur. Öyle ki daha Şubat 2020’den itibaren Van’da salgından bahsedilmeye başlanmıştır. İlk vakaların açıklandığı 11 Mart’tan sonra ise Van’da sokağa çıkma yasakları, kentlere giriş-çıkış yasağı ve sınır kapılarının kapanması gibi tedbirlere başvurulmuştur. Doğal olarak salgın sürecinde berber, lokanta, ayakkabıcı, kahvehane, hotel, minibüsçü, terzi, pastane, bakkal, pazarcı vb. küçük işletmeler ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kalmışlardır. Özellikle dükkanını üç ay boyunca kapatmak zorunda kalan esnafın, gerekli desteği almaması durumunda iflasa sürüklenmesi kaçınılmaz görünmektedir.
Van esnafının sorunları; 2011 depremiyle gelişen, iktidarın politikalarıyla kronikleşen yapısal sorunlardır. Çünkü depremin akabinde Van afet bölgesi ilan edilmemiş, bir yıl boyunca iş yapmayan esnaf için vergi terkini yapılmamış, yurttaşların borçlandırılmadığı bir çözüm geliştirilmemiştir. Dolayısıyla destek kredileri, esnaf tarafından üretim gücünü geliştirmek amacıyla kullanılamamıştır. Çünkü vergi borcu altındaki insanlar, sunulan kredi imkanlarını sadece mevcut borçlarını çevirmenin zorunlu bir aracı olarak kullanagelmişlerdir. Bugün de Van esnafı, salgın sonrası ciddi risklerle karşı karşıyadır. Destek eylem planları bir tarafa, üç aydır kapalı olan esnafa yüksek elektrik, su vb. faturaların gönderildiği kamuoyuna yansımaktadır.
Meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığımız görüşmelerde “esnafın Koronavirüs sürecinden olumsuz etkilendiği ve bu etkinin ilerleyen zamanlarda kendisini daha net gösterebileceği” belirtilmiştir. Yine salgın sürecinde yapılan “kısa çalışma ödeneği” desteğinin sınırlı olduğunu, birçok işyerinin başvurusunun kabul edilmediğini belirten esnaf temsilcileri; SSK işveren payları, gelir vergisi stopajlarının af edilmesi, elektrik ve su faturalarının ertelenmesi, dükkan kira ödemelerinde desteğin sunulması vb.” taleplerini sıralamaktadırlar. Aynı şekilde geçen yıldan beri sorun yaşayan çiftçiler, bankaların icra takiplerine maruz kalırken Van çiftçisi, Tarım ve Orman bakanlığının vereceği %75 hibe tohum desteği projesine dahil edilmemiştir.
Bu süreçte Kapıköy Sınır Kapısı’nın kapalı olması da Van’da birçok kesimi etkilemiştir. Buna rağmen trenlerle İran’la kontrollü bir ticaret sürdürülmeye çalışılmıştır. Fakat bir gecede getirilen yüzde 300’lük baskın vergi, hem tüccarı mağdur etmiş hem de tonlarca karpuzun vagonlarda çürümesine neden olmuştur. Salgın sürecinde Van’da işsizliğin boyutları ise 306 işçinin kazanılmış haklarına rağmen mağdur edilmesiyle trajik bir hal almıştır. Çünkü mahkeme kararlarına rağmen işçiler, işlerine iade edilmediği gibi uzayan süreçte bir işçi intihar etmiştir. Bugün de işçiler, seslerini duyurmaya çalışırken yetkililerin tutumu, Van’da işsizliği beslemeye ve krizi derinleştirmeye dönük bir amacın parçası olmaktadır.
Sonuç olarak; salgın sonrasına dönük araştırmalar, yoksulluğun ve işsizliğin artacağı yönündedir. Özellikle temel işletmeleri “esnaf” niteliğinde olan Van’da bir dip kriz hali mevcuttur. Çünkü KOBİ’lerin salgından dolayı faaliyetleri durmuş olsa da sabit giderleri sürekli olarak artış göstermektedir. Dolayısıyla her an kira ve aidat giderleri, sosyal güvenlik primleri, elektrik – su – internet – doğalgaz faturaları, muhasebe ve yönetim giderleri artmaya devam etmektedir. Bu nedenle Koronavirüs sürecinde Van’da esnafın ve tüccarın karşılaştığı ekonomik ve sosyal sorunların araştırılarak gereken adımların atılması amacıyla Meclis araştırması açılması elzemdir.”
VanMed