Roboski raporuyla sorumluların gizlenmeye çalışıldığını söyleyen KESK Genel Başkanı Lami Özgen, "Bu katliam komisyon tarafından açık bir şekilde örtbas edilmiştir” derken, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, “Meclis Alt Komisyonu sadece bizim hazırladığımız raporda yaptığımız tespitlere baksaydı bunun bir katliam olduğunu görebilirdi. Keşke böyle bir alt komisyon kurulmasaydı. Çünkü komisyon kendi güvenirliğini zedeliyor” dedi. MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise, rapordan rahatsızlık duyduklarını söyledi.
Meclis İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu bünyesinde kurulan ve yaklaşık bir seneye rağmen sürekli açıklanması ertelenen Uludere Alt Komisyonu raporu kamuoyunun beklediği gibi hiçbir sorumluya işaret etmedi. Rapora ve raporda katliamı hata gibi gösteren “Kasıt yok. Sivil idare ile askeri yetkililer arasında koordinasyonsuzluk var” ifadelerine tepki gösteren insan hakları ve emek örgütleri raporu DİHA’ya değerlendirdi.
‘Katliamı kendi gözlerimizle gördük’
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, KESK olarak iki sefer bir heyet oluşturarak Roboski’ye gittiklerini belirterek, “Heyet olarak orada meydana gelen olayın katliam olduğunu gözlerimizle gördük, duyduk. Bunun bir katliam olduğunu ifade ettik” dedi. Olayın üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçtiğini hatırlatan Özgen, “Meclis tarafında bu olayın bu şekilde uzatılması aslında Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünde büyük bir handikaptır. Bu katliam komisyon tarafından açık bir şekilde örtbas edilmiştir” ifadelerini kullandı. “Bu komisyonla birlikte bu katliamın sorumluları aklanmıştır” diyen Özgen, bu durumun hem hukuk devleti açısından hem de insan hakları açısından büyük bir suç olduğuna dikkat çekti. Özgen, Roboski olayında bir katliam suçunun işlendiğine dikkat çekerek, “Bu suçu işleyenleri aklamak ikinci bir suçtur. Böyle bir dönemde Kürt sorununun çözülmeye yaklaşıldığı bir zamanda katliamların bu şekilde saklanması Kürt halkına büyük bir saygısızlıktır” diye konuştu.
‘Kürt halkına yönelik katliam komisyon tarafından gizlendi’
Geçmişten bugüne Kürt halkına yönelik katliamların bu şekilde komisyon tarafından gizlendiğini dile getiren Özgen, “Bu katliam bu sefer de komisyon tarafından gizlenmiştir. Bu açıdan bu yaklaşım yaşanan bu sürece hizmet etmez. Uludere Alt Komisyonu’nda yer alan hükümet partisi dışındaki diğer partilerin milletvekillileri de açık şeffaf bir şekilde çıkıp orada olup bitenleri açıklamaları gerekir. Biz muhalif kesimler oraya gittik, gördük ve orada neler olduğunu biliyoruz. Türkiye kamuoyu da orada neler olduğunu biliyor. Fakat hükümet Roboski olayını bu şekilde gizliyor. Hükümetin Roboski olayını gizlemesi Türkiye kamuoyunu yanıltması ve kandırması üzerinde bir süreç izliyor. Bunun üzerinde durulması gerekir” dedi.
'Meclis Alt Komisyonu bizim raporlara baksaydı katliamı görebilirdi'
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise olayın yaşandığı dönemlerde İHD, MAZLUMDER ve diğer emek örgütlerinden oluşan bir heyetle Roboski’ye gittiklerini hatırlatarak, “Katliamın yaşandığı yerde çeşitli incelemelerde bulunduk. Bu incelemeler sonucunda da bir Roboski katliamı raporu hazırladık. Roboski katliamı raporunda araştırılması sorgulanması gereken bir çok nokta olduğunu ortaya koyduk. Bu rapor sonucunda burada yaşanan olayın bilinçli bir bombalama eylemi olduğunu gördük. Bunun bir katliam olduğunu gördük. Meclis Alt Komisyonu sadece bizim hazırladığımız raporda yaptığımız tespitlere baksaydı bunun bir katliam olduğunu görebilirdi” dedi. “Burada siyasal iktidar bir tutum almış durumda. Halbuki İnsan Hakları Komisyonu her türlü siyasal tutumdan uzak objektif bir araştırma-inceleme yaparak bir rapor hazırlaması gerekirdi” diyen Türkdoğan, komisyonun sorumluları aklamaya çalışılan bir yer olmaması gerektiğine dikkat çekti. Türkdoğan, Roboski’de meydana gelen olayın yeni bir olay olmadığını belirterek, “Askeri prosedürde de bu tip olayların sorumluları bana göre bir dakikada bulunur. Çünkü bu basit bir durum değildir. Bir bombalama olayı vardır. Emri veren bellidir, emrin nerden geldiği bellidir. Bunun bilinmemesi denen bir şey olay olamaz. Sorumluların açıkça ortaya konulmaması vahim bir durumdur” ifadesinde bulundu.
‘Keşke böyle bir komisyon kurulmasaydı’
Komisyonun kendisini bu duruma düşürmemesi gerektiğine vurgu yapan Türkdoğan, “Çünkü bu olay kamuoyu vicdanında mahkum olmuştur. Bunun başka bir izahı yoktur. Böyle bir olayda daha net bir tutum alınmalıdır. Keşke böyle bir alt komisyon kurulmasaydı. Çünkü komisyon kendi güvenirliğini zedeliyor. Dolayısıyla insan hakları konusunda bir komisyona güvenin azalması, insan haklarına zarar verici bir durumdur. Komisyon aynı zamanda bu tutumuyla bu alanda insanların buna güven duymamasına sebep olur. Bu yönden komisyonun bu tutumunu eleştiriyorum” diye konuştu. Türkdoğan, adli makamların da soruşturmada bir ilerlemenin kat etmediğini ve bunun daha vahim bir durum olduğunu dile getirerek, “Sorumlular bir şekilde korunmaktadır. Bu olay er geç ortaya çıkacaktır. Çünkü bu bir katliamdır. Ortada insanlığa karşı işlenmiş bir suç vardır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda da zaman aşımı diye bir şey yoktur. Bugün belki bu siyasal iktidar bu olayın açığa çıkmasını engelliyor. Fakat gelecek iktidarlar bu tip olayların açığa çıkmasını sağlayacaktır diyebilirim” ifadesini kullandı.
‘Kimin yaptığını söylemeyen bir rapor harılanmıştır’
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise, hazırlanan raporun kendilerini tatmin etmediğini vurgulayarak, “Biz biliyoruz ki bu rapor onları bile tatmin etmemiştir. Rapor son günlerde yaşanan rehavete sıkıştırılmaya çalışılmış. Dolaysıyla raporda olması gereken özen gösterilmemiştir. Raporun bu şekilde yazılması demek müzakere ortamından kaçırılması gibi bir şey oldu. Bundan rahatsızlık duyuyoruz. Kimin yaptığını söylemeyen bir rapor harılanmıştır. Bu raporun en büyük eksikliğidir” dedi. “Kasıt var mı yok mu meselesine gelirsek. Heron görüntülerini değerlendirerek orada gerilla unsurlarının hareket ettiği konusunda bir kanaat oluşturan insanlar, siyasi iradeyi harekete geçiren kişilerdir” diyen Ünsal, “Bu kişiler bunu yaparken bir kasıt ile mi yaptılar konusunun büyük bir özenle üzerinde durulması gereken bir konudur. Ölümlerin olduğu gerçek. 34 insan hayatını kaybetti. Siz rapor yazarken neye bakacaksınız ki. Yani ölenlerin 34 değil de 35 kişi mi diye bakacaksınız. Rapor hazırlanırken olay nasıl oldu, niye böyle bir tablo ortaya çıktı kasıt var mı yok mu ona bakılması gerekir. Raporda bu konuda gerekli özen gösterilmemiştir. Raporu müzakere sürecinin getirdiği rehavet ortamında yayınlıyorsunuz. Bu doğru bir yaklaşım değildir” diye konuştu.
Haber Kaynağı: DİHA
Meclis İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu bünyesinde kurulan ve yaklaşık bir seneye rağmen sürekli açıklanması ertelenen Uludere Alt Komisyonu raporu kamuoyunun beklediği gibi hiçbir sorumluya işaret etmedi. Rapora ve raporda katliamı hata gibi gösteren “Kasıt yok. Sivil idare ile askeri yetkililer arasında koordinasyonsuzluk var” ifadelerine tepki gösteren insan hakları ve emek örgütleri raporu DİHA’ya değerlendirdi.
‘Katliamı kendi gözlerimizle gördük’
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, KESK olarak iki sefer bir heyet oluşturarak Roboski’ye gittiklerini belirterek, “Heyet olarak orada meydana gelen olayın katliam olduğunu gözlerimizle gördük, duyduk. Bunun bir katliam olduğunu ifade ettik” dedi. Olayın üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçtiğini hatırlatan Özgen, “Meclis tarafında bu olayın bu şekilde uzatılması aslında Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünde büyük bir handikaptır. Bu katliam komisyon tarafından açık bir şekilde örtbas edilmiştir” ifadelerini kullandı. “Bu komisyonla birlikte bu katliamın sorumluları aklanmıştır” diyen Özgen, bu durumun hem hukuk devleti açısından hem de insan hakları açısından büyük bir suç olduğuna dikkat çekti. Özgen, Roboski olayında bir katliam suçunun işlendiğine dikkat çekerek, “Bu suçu işleyenleri aklamak ikinci bir suçtur. Böyle bir dönemde Kürt sorununun çözülmeye yaklaşıldığı bir zamanda katliamların bu şekilde saklanması Kürt halkına büyük bir saygısızlıktır” diye konuştu.
‘Kürt halkına yönelik katliam komisyon tarafından gizlendi’
Geçmişten bugüne Kürt halkına yönelik katliamların bu şekilde komisyon tarafından gizlendiğini dile getiren Özgen, “Bu katliam bu sefer de komisyon tarafından gizlenmiştir. Bu açıdan bu yaklaşım yaşanan bu sürece hizmet etmez. Uludere Alt Komisyonu’nda yer alan hükümet partisi dışındaki diğer partilerin milletvekillileri de açık şeffaf bir şekilde çıkıp orada olup bitenleri açıklamaları gerekir. Biz muhalif kesimler oraya gittik, gördük ve orada neler olduğunu biliyoruz. Türkiye kamuoyu da orada neler olduğunu biliyor. Fakat hükümet Roboski olayını bu şekilde gizliyor. Hükümetin Roboski olayını gizlemesi Türkiye kamuoyunu yanıltması ve kandırması üzerinde bir süreç izliyor. Bunun üzerinde durulması gerekir” dedi.
'Meclis Alt Komisyonu bizim raporlara baksaydı katliamı görebilirdi'
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise olayın yaşandığı dönemlerde İHD, MAZLUMDER ve diğer emek örgütlerinden oluşan bir heyetle Roboski’ye gittiklerini hatırlatarak, “Katliamın yaşandığı yerde çeşitli incelemelerde bulunduk. Bu incelemeler sonucunda da bir Roboski katliamı raporu hazırladık. Roboski katliamı raporunda araştırılması sorgulanması gereken bir çok nokta olduğunu ortaya koyduk. Bu rapor sonucunda burada yaşanan olayın bilinçli bir bombalama eylemi olduğunu gördük. Bunun bir katliam olduğunu gördük. Meclis Alt Komisyonu sadece bizim hazırladığımız raporda yaptığımız tespitlere baksaydı bunun bir katliam olduğunu görebilirdi” dedi. “Burada siyasal iktidar bir tutum almış durumda. Halbuki İnsan Hakları Komisyonu her türlü siyasal tutumdan uzak objektif bir araştırma-inceleme yaparak bir rapor hazırlaması gerekirdi” diyen Türkdoğan, komisyonun sorumluları aklamaya çalışılan bir yer olmaması gerektiğine dikkat çekti. Türkdoğan, Roboski’de meydana gelen olayın yeni bir olay olmadığını belirterek, “Askeri prosedürde de bu tip olayların sorumluları bana göre bir dakikada bulunur. Çünkü bu basit bir durum değildir. Bir bombalama olayı vardır. Emri veren bellidir, emrin nerden geldiği bellidir. Bunun bilinmemesi denen bir şey olay olamaz. Sorumluların açıkça ortaya konulmaması vahim bir durumdur” ifadesinde bulundu.
‘Keşke böyle bir komisyon kurulmasaydı’
Komisyonun kendisini bu duruma düşürmemesi gerektiğine vurgu yapan Türkdoğan, “Çünkü bu olay kamuoyu vicdanında mahkum olmuştur. Bunun başka bir izahı yoktur. Böyle bir olayda daha net bir tutum alınmalıdır. Keşke böyle bir alt komisyon kurulmasaydı. Çünkü komisyon kendi güvenirliğini zedeliyor. Dolayısıyla insan hakları konusunda bir komisyona güvenin azalması, insan haklarına zarar verici bir durumdur. Komisyon aynı zamanda bu tutumuyla bu alanda insanların buna güven duymamasına sebep olur. Bu yönden komisyonun bu tutumunu eleştiriyorum” diye konuştu. Türkdoğan, adli makamların da soruşturmada bir ilerlemenin kat etmediğini ve bunun daha vahim bir durum olduğunu dile getirerek, “Sorumlular bir şekilde korunmaktadır. Bu olay er geç ortaya çıkacaktır. Çünkü bu bir katliamdır. Ortada insanlığa karşı işlenmiş bir suç vardır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda da zaman aşımı diye bir şey yoktur. Bugün belki bu siyasal iktidar bu olayın açığa çıkmasını engelliyor. Fakat gelecek iktidarlar bu tip olayların açığa çıkmasını sağlayacaktır diyebilirim” ifadesini kullandı.
‘Kimin yaptığını söylemeyen bir rapor harılanmıştır’
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise, hazırlanan raporun kendilerini tatmin etmediğini vurgulayarak, “Biz biliyoruz ki bu rapor onları bile tatmin etmemiştir. Rapor son günlerde yaşanan rehavete sıkıştırılmaya çalışılmış. Dolaysıyla raporda olması gereken özen gösterilmemiştir. Raporun bu şekilde yazılması demek müzakere ortamından kaçırılması gibi bir şey oldu. Bundan rahatsızlık duyuyoruz. Kimin yaptığını söylemeyen bir rapor harılanmıştır. Bu raporun en büyük eksikliğidir” dedi. “Kasıt var mı yok mu meselesine gelirsek. Heron görüntülerini değerlendirerek orada gerilla unsurlarının hareket ettiği konusunda bir kanaat oluşturan insanlar, siyasi iradeyi harekete geçiren kişilerdir” diyen Ünsal, “Bu kişiler bunu yaparken bir kasıt ile mi yaptılar konusunun büyük bir özenle üzerinde durulması gereken bir konudur. Ölümlerin olduğu gerçek. 34 insan hayatını kaybetti. Siz rapor yazarken neye bakacaksınız ki. Yani ölenlerin 34 değil de 35 kişi mi diye bakacaksınız. Rapor hazırlanırken olay nasıl oldu, niye böyle bir tablo ortaya çıktı kasıt var mı yok mu ona bakılması gerekir. Raporda bu konuda gerekli özen gösterilmemiştir. Raporu müzakere sürecinin getirdiği rehavet ortamında yayınlıyorsunuz. Bu doğru bir yaklaşım değildir” diye konuştu.
Haber Kaynağı: DİHA