Türkiye’de gazetecilere yönelik baskının OHAL ile birlikte başlamadığını ve gazetecilere yönelik baskının uzun yıllara yayılan bir problem olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi :
OHAL ile birlikte gazetecilere yönelik baskılar katmerleşerek devam etmiştir. Bugün Türkiye’de yazılı ve görsel medyada çalışmak, halkın haber alma ihtiyacını demokratik ve tarafsız bir şekilde gerçekleştirmek diğer dönemlere nazaran daha da zorlaşmıştır. Türkiye’de iktidarın yanında yer olmayan gazeteciler tutuklanmış, yüzlerce gazeteciye ‘Örgüt propagandası’ suçlamasıyla hapis cezaları verilmiş ve yüzlerce muhalif basın kurumu KHK’larla kapatılmıştır. 2018 yılının henüz ilk haftasında Mezopotamya Ajansı, Birhabervar, Demokrat Haber ve Özgürlükçü Demokrasi’nin haber sitelerine erişim engellenmiştir. AKP iktidarını rahatsız eden haberlere imza atmanın bedeli işsiz kalmak; muhalif medyada haber yapmanın, eleştirel olmanın, hele hele Kürt medyasında çalışmanın bedeli ise tutuklanmak oluyor. Gazeteciler, çalıştıkları medya gruplarının diğer alanlardaki ekonomik faaliyetleri ve hükümetle kurdukları çıkar ilişkileri nedeniyle baskılarla, yayın kısıtlamalarıyla, sansür zorlamasıyla karşı karşıya kalıyor.
Türkiye, dünya basın özgürlüğü sıralamasında da geriliyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü’nün yayımladığı 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Raporu’nda Türkiye 199 ülke arasında 163’üncü sırada olmuş ve 151. Sırada olduğu 2016 yılının gerisine düşmüştür. Raporda, Türkiye’nin gazeteciler için dünyanın “en büyük hapishanesi” olduğu ve bunun özellikle “Kürt sorunu konusunda hükümeti eleştiren gazeteciler” için geçerli olduğu açıkça belirtiliyor.
Çalışan Gazeteciler gününde yüzlerce gazetecinin tutuklu olması, Türkiye’nin büyük ayıbıdır ve basın tarihi için ise kara bir lekedir.
Dünya Gazeteciler Gününde Gazetecilerin özgürce çalışma koşullarının oluşturulması ve basın emekçilerini tehdit eden Terörle Mücadele Kanunu ve TCK’daki maddelerin değiştirilmesi öncelikli taleplerdir.
Basın emekçilerinin sorunlarının ve taleplerinin takipçisiyiz. Tek suçları gazetecilik olan basın emekçilerinin tutukluluğuna bir an önce son verilmelidir. Bu olumsuz koşullarda da olsa Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.
OHAL ile birlikte gazetecilere yönelik baskılar katmerleşerek devam etmiştir. Bugün Türkiye’de yazılı ve görsel medyada çalışmak, halkın haber alma ihtiyacını demokratik ve tarafsız bir şekilde gerçekleştirmek diğer dönemlere nazaran daha da zorlaşmıştır. Türkiye’de iktidarın yanında yer olmayan gazeteciler tutuklanmış, yüzlerce gazeteciye ‘Örgüt propagandası’ suçlamasıyla hapis cezaları verilmiş ve yüzlerce muhalif basın kurumu KHK’larla kapatılmıştır. 2018 yılının henüz ilk haftasında Mezopotamya Ajansı, Birhabervar, Demokrat Haber ve Özgürlükçü Demokrasi’nin haber sitelerine erişim engellenmiştir. AKP iktidarını rahatsız eden haberlere imza atmanın bedeli işsiz kalmak; muhalif medyada haber yapmanın, eleştirel olmanın, hele hele Kürt medyasında çalışmanın bedeli ise tutuklanmak oluyor. Gazeteciler, çalıştıkları medya gruplarının diğer alanlardaki ekonomik faaliyetleri ve hükümetle kurdukları çıkar ilişkileri nedeniyle baskılarla, yayın kısıtlamalarıyla, sansür zorlamasıyla karşı karşıya kalıyor.
Türkiye, dünya basın özgürlüğü sıralamasında da geriliyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü’nün yayımladığı 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Raporu’nda Türkiye 199 ülke arasında 163’üncü sırada olmuş ve 151. Sırada olduğu 2016 yılının gerisine düşmüştür. Raporda, Türkiye’nin gazeteciler için dünyanın “en büyük hapishanesi” olduğu ve bunun özellikle “Kürt sorunu konusunda hükümeti eleştiren gazeteciler” için geçerli olduğu açıkça belirtiliyor.
Çalışan Gazeteciler gününde yüzlerce gazetecinin tutuklu olması, Türkiye’nin büyük ayıbıdır ve basın tarihi için ise kara bir lekedir.
Dünya Gazeteciler Gününde Gazetecilerin özgürce çalışma koşullarının oluşturulması ve basın emekçilerini tehdit eden Terörle Mücadele Kanunu ve TCK’daki maddelerin değiştirilmesi öncelikli taleplerdir.
Basın emekçilerinin sorunlarının ve taleplerinin takipçisiyiz. Tek suçları gazetecilik olan basın emekçilerinin tutukluluğuna bir an önce son verilmelidir. Bu olumsuz koşullarda da olsa Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.