Cumartesi Anneleri adalet arayışlarının 546’ıncı haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. 12 Eylül 1980 askeri faşist cuntasının işkencehanelerinde kaybedilenleri anan Cumartesi Anneleri, “Devleti yönetenler, 12 Eylül’ün mirasını sahiplendikçe 12 Eylül yaşayacak” dedi.
“Failler belli kayıplar nerede?” yazılı pankartın üzerine kırmızı karanfiller ve kaybedilenlerin fotoğraflarıyla birlikte ‘Barış istiyoruz’ dövizi taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eyleme katılarak destek verdi.
Bu haftaki eylemde, 12 Eylül askeri rejimin işkencehanelerinde kaybedilen Cemil Kırbayır, Hüseyin Morsümbül, Hayrettin Eren, Mahmut Kaya, Nurettin Yedigöl, Nurettin Öztürk, Zeki Altunbaş, Veysel Güney, Süleyman Cihan ve Maksut Tepeli anıldı.
Eylemde ilk sözü 12 Eylül’de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır aldı. “Bugün 12 Eylül, ülkenin zirifi karanlığa çevrildiği gün” sözleriyle konuşmasına başlayan Kırbayır, 12 Eylül’de darbeci generallerin demokrasiyi yok ettiğini ifade etti.
Kardeşi Cemil Kırbayır’ın darbenin ilk günlerinde gözaltına alınarak 8 Ekim 1980’de katledildiğini, aradan geçen 35 yıla karşın aynı zihniyetin ve katliamların sürdüğünü söyleyerek kirli savaşa son verilmesini isteyerek şunları söyledi:
Bugün 11 Eylül 1980’e kadar aksak da olsa topal da olsa yürüyen demokrasinin darbeci generaller tarafından askıya hatta yok edildiği bir gün bugün bu coğrafyada yaşayan insanlara iyiyi doğruyu güzeli yaşatmak için yola çıkan devrimcilerinin yollarının kesildiği gün bugün.
12 Eylül 1980’de yani bugün Cemil Kırbayır hayattaydı sabaha yakın yapılan ihbar soncu yakalanıp gözaltına alındı. 8 Ekim 1980’de işkence sonucu katledildi. Katledilmesinden itibaren o tarihte 28 yaşındaydı aradan 35 yıl geçti. O günden bu güne artan ömrümü Cemil Kırbayır’ın yaşatılmasına adalete, demokrasiye ve özgürlük mücadelesine adadım. Bugün dünümüzü aratacak durumdadır bunca mücadele demek ki nafile. Çünkü 12 Eylül zihniyeti tüm katmanlarıyla devam etmektedir.
‘12 Eylül vahşet dolu günleri tekrar yaşıyoruz’
Ardından 12 Eylül’de katledilen Muzaffer Yedigöl’ün kardeşi Nurettin Yedigöl söz aldı. “12 Eylül bizim için tarifsiz bir acıdır, kabuk bağlamayan yara, dinmeyen acı, bitmeyen evlat özlemidir.” diyen Yedigöl, abisinin katledildiğini ve birçok insanın yakınlarını yitirdiğini ifade etti.
Yedigöl,“12 Eylül’ü aratmayacak vahşet dolu günleri tekrar yaşıyoruz” diyerek bugün yaşanan katliamlara değinerek; kayıplarımızın acılarını unuttuk, çünkü bugün yaşanan katliamlar 12 Eylül vahşetini tekrar yaşattığını ifade etti.
‘12 Eylül sürüyor, faşizm sürüyor’
12 Eylül kayıplarından Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren de,“12 eylül 35 yıl önce sokağa çıkma yasağıyla geldi. Bugün hala sürüyor. 35 yıldır biz diğer kayıp yakınları bizler annelerimiz, babalarımızı, toprağa verecek kemik arıyor. Anne-babalar çocuklarını toprağa vermek için derin dondurucularda bekletiyor. 12 Eylül sürüyor, faşizm sürüyor.” diyerek Edi bese!, Yeter artık! sözleriyle konuşmasını bitirdi.
Haftanın açıklamasını ise Cumartesi İnsanları’ndan Ümit Tekay Dişli yaptı. 12 Eylül askeri darbesini lanetleyen Dişli, geçmişteki vahşetle yüzleşme olmadığı için vahşetin günümüze de yansıdığını söyledi.
12 Eylül askeri faşist cunta uygulamalarını hatırlatan Dişli, iktidar değişse de 12 Eylül faşizmi hukukuyla, kurumlarıyla, infazlarla, gözaltında kayıplarla, katliamlarla devam ettiğini vurguladı.
Sendika.Org
“Failler belli kayıplar nerede?” yazılı pankartın üzerine kırmızı karanfiller ve kaybedilenlerin fotoğraflarıyla birlikte ‘Barış istiyoruz’ dövizi taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eyleme katılarak destek verdi.
Bu haftaki eylemde, 12 Eylül askeri rejimin işkencehanelerinde kaybedilen Cemil Kırbayır, Hüseyin Morsümbül, Hayrettin Eren, Mahmut Kaya, Nurettin Yedigöl, Nurettin Öztürk, Zeki Altunbaş, Veysel Güney, Süleyman Cihan ve Maksut Tepeli anıldı.
Eylemde ilk sözü 12 Eylül’de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır aldı. “Bugün 12 Eylül, ülkenin zirifi karanlığa çevrildiği gün” sözleriyle konuşmasına başlayan Kırbayır, 12 Eylül’de darbeci generallerin demokrasiyi yok ettiğini ifade etti.
Kardeşi Cemil Kırbayır’ın darbenin ilk günlerinde gözaltına alınarak 8 Ekim 1980’de katledildiğini, aradan geçen 35 yıla karşın aynı zihniyetin ve katliamların sürdüğünü söyleyerek kirli savaşa son verilmesini isteyerek şunları söyledi:
Bugün 11 Eylül 1980’e kadar aksak da olsa topal da olsa yürüyen demokrasinin darbeci generaller tarafından askıya hatta yok edildiği bir gün bugün bu coğrafyada yaşayan insanlara iyiyi doğruyu güzeli yaşatmak için yola çıkan devrimcilerinin yollarının kesildiği gün bugün.
12 Eylül 1980’de yani bugün Cemil Kırbayır hayattaydı sabaha yakın yapılan ihbar soncu yakalanıp gözaltına alındı. 8 Ekim 1980’de işkence sonucu katledildi. Katledilmesinden itibaren o tarihte 28 yaşındaydı aradan 35 yıl geçti. O günden bu güne artan ömrümü Cemil Kırbayır’ın yaşatılmasına adalete, demokrasiye ve özgürlük mücadelesine adadım. Bugün dünümüzü aratacak durumdadır bunca mücadele demek ki nafile. Çünkü 12 Eylül zihniyeti tüm katmanlarıyla devam etmektedir.
‘12 Eylül vahşet dolu günleri tekrar yaşıyoruz’
Ardından 12 Eylül’de katledilen Muzaffer Yedigöl’ün kardeşi Nurettin Yedigöl söz aldı. “12 Eylül bizim için tarifsiz bir acıdır, kabuk bağlamayan yara, dinmeyen acı, bitmeyen evlat özlemidir.” diyen Yedigöl, abisinin katledildiğini ve birçok insanın yakınlarını yitirdiğini ifade etti.
Yedigöl,“12 Eylül’ü aratmayacak vahşet dolu günleri tekrar yaşıyoruz” diyerek bugün yaşanan katliamlara değinerek; kayıplarımızın acılarını unuttuk, çünkü bugün yaşanan katliamlar 12 Eylül vahşetini tekrar yaşattığını ifade etti.
‘12 Eylül sürüyor, faşizm sürüyor’
12 Eylül kayıplarından Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren de,“12 eylül 35 yıl önce sokağa çıkma yasağıyla geldi. Bugün hala sürüyor. 35 yıldır biz diğer kayıp yakınları bizler annelerimiz, babalarımızı, toprağa verecek kemik arıyor. Anne-babalar çocuklarını toprağa vermek için derin dondurucularda bekletiyor. 12 Eylül sürüyor, faşizm sürüyor.” diyerek Edi bese!, Yeter artık! sözleriyle konuşmasını bitirdi.
Haftanın açıklamasını ise Cumartesi İnsanları’ndan Ümit Tekay Dişli yaptı. 12 Eylül askeri darbesini lanetleyen Dişli, geçmişteki vahşetle yüzleşme olmadığı için vahşetin günümüze de yansıdığını söyledi.
12 Eylül askeri faşist cunta uygulamalarını hatırlatan Dişli, iktidar değişse de 12 Eylül faşizmi hukukuyla, kurumlarıyla, infazlarla, gözaltında kayıplarla, katliamlarla devam ettiğini vurguladı.
Sendika.Org