Kayyumlara karşı sokağa çıktılar

TAKİP ET

HDP'li üç büyükşehir belediyelerine kayyum atanması partilileri sokağa döktü. Gösterilen tepkilerde AKP hükümetinin attığı bu adımla meşruiyetini bütünüyle yitirdiği ifade edilip, demokrasinin ancak ortak ve kararlı mücadele ile kazanabileceği hususunda tüm demokratik kesimlere çağrı yapıldı.



İçişleri Bakanlığı tarafından HDP’li Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atanması sözkonusu iller başta olmak üzere birçok kentte protestoları beraberinde getirdi.

Mardin’de kayyum atanan diğer iki kentte olduğu gibi polis kuşatmasına alınan Büyükşehir Belediyesi binasına sokulmayan Eşbaşkan Figen Altındağ ve partili belediye meclis üyelerinin bekleyişleri sürerken, kent halkı iradesine sahip çıkmak ve tepkilerini göstermek üzere belediye binasının önüne geldi.

HDP milletvekilleri Ömer Öcalan, Hüseyin Kaçmaz ve Ayşe Sürücü’nün de aralarında olduğu kitle belediye binasına girmek istedi ancak çevik kuvvet polisleri ve özel harekat polislerinin engeli ile karşılaştı.

‘BAKANLIK YOLUZLUKLARIN VE HIRSIZLIKLARIN ORTAĞI OLMUŞTUR’

Karlılaşılan bu engelleme üzerine belediye binasının önünde açıklama yapıldı. Burada konuşan HDP İl Eşbaşkanı Eylem Amak, 31 Mart seçimlerine partilerinin Diyarbakır’da yüzde 63, Mardin’de yüzde 56 ve Van’da ise yüzde 53 oyla belediyeleri kazandığını hatırlatarak, “Belediye eşbaşkanlarımız İçişleri Bakanlığı’nın yalanlara ve hukuksuz gerekçelere dayalı bir emri ile görevden alınmıştır. Belediye Meclis üyelerimize ve belediyelerimizde çalışanlara yönelik ağır bir gözaltı operasyonu halen sürmektedir. Bu yeni ve açık bir siyasi darbedir. Bu aynı zamanda Kürt halkının siyasi iradesine dönük açık ve düşmanca bir tutumdur. İçişleri Bakanlığı hak ve özgürlüklerin gasp edilmesinin, provokasyonların, demokrasinin zerresini bile bırakmayan karar ve uygulamaların tetikçisidir ve bir darbe odağıdır” dedi.

Amak, Diyarbakır, Mardin ve Van başta olmak üzere bütün belediyelerin kaynaklarının kayyumlar döneminde tüketildiğini ve geride bir enkaz bırakıldığını ifade etti.

Amak, “İçişleri Bakanlığı ve iktidar, Sayıştay raporlarında da görüldüğü gibi kayyumlar aracılığıyla yolsuzlukların ve hırsızlıkların odağı olmuştur. Bu iktidar ve İçişleri Bakanlığı geçmiş kayyum döneminde yapılmış olan yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasını, halkın kaynaklarını çalıp çırpan kayyımların rezilliklerinin ortaya saçılmasını hazmedememiştir. Yerelde de asker ve sivil bürokrasi bu yolsuzluk düzeninden beslendiği için kayyımlar döneminin destekçisi olmuştur. Bu iktidarın zerre kadar demokratik meşruiyeti kalmamıştır. Halkın iradesini gasp etmek, seçim sonucunda sandıkta kazanamadıklarını devlet şiddeti, zoru ve hilesi ile gasp etmek bu iktidarın, AKP-MHP ittifakının bir olağanı olmuştur” ifaderlerini kullandı.

‘DEMOKRASİYİ ANCAK ORTAK VE KARARLI MÜCADELE İLE KAZANABİLİRİZ’

Ancak halkın bu yönelimi kabul etmeyeceğini ifade eden Amak, şunları kaydetti: “Halkın iradesini gasp eden, sandık iradesini ve seçimleri tanımayan bir iktidar karşısında tüm demokrasi güçlerini, vicdan sahibi tüm yurttaşlarımızı, Meclis içindeki ve dışındaki tüm muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarını, sendika ve meslek birliklerini, demokratik dernekleri dayanışmaya çağırıyoruz. Bu iktidara karşı bütün meşru ve demokratik mücadele yollarını kullanmak hem anayasal hem de evrensel hukuktan kaynaklanan tartışılmaz bir haktır. Demokrasiyi ancak demokrasi güçlerinin ortak ve kararlı mücadelesi ile kazanabiliriz. Türkiye’nin her bir köşesinde 31 Mart ve 23 Haziran’da oy kullanmış, AKP-MHP ittifakının kaybetmesi ve demokrasinin kazanması için çalışmış olan herkese çağrımızdır. Bu sadece HDP’nin ve Kürt halkının sorunu değildir; tüm Türkiye halklarının, tüm demokrasi güçlerinin ortak sorunudur. Susmayın, susmak onaylamaktır.”

HDP’Lİ ÖCALAN: KAYBEDECEKSİNİZ

Onun ardından konuşan HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan da, Türkiye’nin geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini kaydetti. Kayyum politikası ile halklar arasındaki sorunların daha fazla derinleştirildiği uyarısında bulunan Öcalan, “Biz her defasında barışa ve demokratik siyasete çağrı yaptık. Ama birileri bu ülkenin kimyası ile oynuyor. Birileri provokasyon peşindedir. Bu provokasyonların bir an önce durdurulması gerekiyor. Halkın belediyesi, halkın iradesi TOMA ile polis gücü ile işgal edilemez. Bu kabul edilemez” diyerek, hükümetten açıklama beklediklerini söyledi.

İktidarın yasalara göre değil, duygularına göre hareket ettiğini de söyleyen Öcalan, “Kaybedeceksiniz. Halkların birlikteliği kazanacaktır. Halkların kardeşliği kazanacaktır. Siz bu ülkeyi çatışmaya, savaşa sürüklüyorsunuz. Ama biz buradayız” diye konuştu.

KAÇMAZ: BU HALKIN İRADESİ İLE TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE GİDECEK

HDP’li Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ise, yaşananların AKP-MHP’nin Türkiye’ye yaşattığı zulmün bir göstergesi olduğunu vurguladı.

Kaçmaz, “Demokrasiye inanmayanlar, hukuka, adalete inanmayanlar, bugün yine Kürt halkının ve HDP’li seçmenin iradesini gasp etti. Hukuku tanımadıklarını bir kez daha deklare ettiler. Ama şunu bilsinler girdikleri Suriye bataklığında da, girdikleri Kürt politikasındaki savaş politikasında da bu ülkeye dayattıkları hukuksuzluklarda da bu halk onlara gereken dersi verecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Kaçmaz, “Diplomasız AKP Genel Başkanı bu halkın iradesi ile tarihin çöplüğüne gidecektir. Susmadık, susmayacağız” diye ekledi.

Yapılan konuşmaların ardından kitle, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı atarak belediye binasının karşısına geçip, bekleyişini burada sürdürmeye başladı. Yoldan geçen araçsürücüleri de korna çalıp, zafer işaretleri yaparak eylemcilere destek verdi.

Öte yandan KESK Mardin Şubesi ve Mardin Tabip Odası da yaptıkları açıklamalarla kayyum atamalarına tepki gösterdi.


VAN

Van’da da kayyum atamasına HDP İl Örgütü binasında önüne yapılan basın açıklaması ile tepki gösterildi.

Yüzlerce kişinin katıldığı eylemde konuşan HDP Van İl Eşbaşkanı Ümit Dede, bu kararın yeni ve açık bir siyasi darbe olduğunu belirterek,“Kürt halkının siyasi iradesine dönük açık ve düşmanca bir tutumdur. İçişleri Bakanlığı hak ve özgürlüklerin gasp edilmesinin provokasyonların, demokrasinin zerresini bile bırakmayan karar ve uygulamalarının tetikçisidir ve bir darbe odağıdır” dedi.

‘İKTİDARIN MEŞRUİYETİ KALMAMIŞTIR’

Kayyumlar döneminde mevcut 3 büyükşehir başta olmak üzere bütün belediyelerin kaynaklarının tüketildiğini hatırlatan Dede, “İçişleri Bakanlığı ve iktidar Sayıştay raporlarında da görüldüğü gibi kayyumlar aracılığıyla yolsuzlukların ve hırsızlıkların odağı haline gelmiştir. Bu iktidar ve İçişleri Bakanlığı geçmiş kayyum döneminde yapılmış olan yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasını, halkın kaynaklarını çalıp, çırpan kayyumların rezilliklerinin ortaya saçılmasını hazmedememiştir. Yerelde de asker ve sivil bürokrasi bu yolsuzluk düzeninden beslendiği için kayyumlar döneminin destekçisi olmuşlardır. Bu iktidarın zerre kadar demokratik meşruiyeti kalmamıştır” ifadesinde bulundu.

‘BU SADECE KÜRT HALKININ SORUNU DEĞİLDİR’

Halkın partisine ve iradesine sahip çıkacağını dile getiren Dede, demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle kazanabileceklerini belirterek, “Türkiye’nin her bir köşesinde 31 Mart ve 23 Haziran tarihlerinde oy kullanmış, AKP-MHP ittifakının kaybetmesi ve demokrasinin kazanması için çalışmış olan herkese çağrımızdır; Bu sadece HDP ve Kürt halkının sorunu değildir” diye konuştu.

YARIN YAPILACAK EYLEME ÇAĞRI

Dede, yarın Feqiyê Teyran Parkı’nda saat 13.00’da tüm bölge milletvekilleri ve belediye eşbaşkanlarının katılımıyla yapılacak olan açıklamaya da katılım çağrısı yaptı. Açıklama, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “ Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları ve alkışlarla sona erdi.


İSTANBUL

Kayyum atamaları İstanbul’da ise, HDP İl Örgütü binasında yapılan basın açıklaması ile protesto edildi. Açıklamada HDP milletvekilleri Hasan Özgüneş, Erol Katırcıoğlu, Musa Piroğlu ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu da yer aldı.

“Halkın iradesi gasp edilemez” pankartınıjn asıldığı salonda düzenenen basın toplantısında ilk olarak HDP İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek konuştu.

‘BU COĞRAFYA KAYYUMLAR COĞRAFYASIDIR’

Tüm ülkenin bu sabaha bir hukuksuzluk ve gaspla uyandığını dile getiren İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek, “Aslında biz bu filmi daha önce gördük. İlk defa yaşamıyoruz. Ne zamanki muktedirin, egemenlerin sermayeden yana olanların egemenlik çıkarları söz konusu olduğunda bu operasyonları, bu anti-demokratik uygulamaları hep beraber görüyoruz. Halk iradesine dönük bu saldırıları hep beraber görüyoruz. Bu coğrafya aslında kayyumlar coğrafyasıdır” diye belirtti.

‘BU MÜCADELE EGEMENLERLE EZİLENLERİN MÜCADELESİDİR’

Kaz Dağları’nda uluslararası şirketlerin başlattığı ekolojik yıkımı hatırlatarak konuşmasına devam eden Çiçek, “Doğaya kayyum atayanlar, kadın özgürlük mücadelesine kayyum atayanlar bugün Amed’de, Van’da ve Mardin’de Kürt halkının demokratik iradesine kayyum atadılar. Aslında bu kayyumlara karşı bir mücadele yöntemi nasıl geliştirilir noktasında fikrimizi paylaştık. Bu mücadele egemenlerin ve ezilenlerin mücadelesidir. Bu mücadele anti-demokratik yasaları toplumun her köşesine yedirmeye çalışanlarla demokrasiden yana olanların mücadelesidir. O yüzden bugün 3 Kürt ilinde ortaya çıkan gasp kültürü aslında coğrafyamızı Türkiye’yi esir almaya çalışıyor. Bu gasp kültürüne, anti-demokratik uygulamalara karşı mücadelemizi her zamankinden daha fazla birleşik ve demokrasi ittifakı perspektifiyle sürdürmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘BATI’DA HER YERDE BU GASPI KÜLTÜR HAKİM OLMAYA ÇALIŞACAK’

Türkiye’de yönetim zihniyetinin bölmek ve parçalamaktan geçtiğine vurgu yapan Çiçek, sözlerini şöyle noktaladı: “Kürdü Kürtle yalnız başına bırakmaya çalışıyorlar. Kaz Dağlarını Dersim’den Munzur’dan soyutlamaya çalışıyorlar. Akademiyi öğrencilerden soyutlamaya çalışıyorlar. Bir bütün olarak kalbi demokrasiden, özgürlükten, barıştan, adaletten ve eşitlikten yana atan her kesimi tecrit etmeye çalışıyorlar. İşte bu tecrit ve kayyum gaspına karşı, bir kez daha halklarımızın, ezilenlerin bütün ezilen kimliklerin yan yana gelmesini istiyoruz. Çağrımız bütün demokrasi güçlerinedir. Bu tekçi anlayış hepimizi yalnız bırakmaya çalışıyor. Bu bir faşizan kültürün sonucudur. Bugün Kürdistan illerindeki hak gaspına seyirci kalanlar unutmamalıdır ki Batı’da her yerde bu gaspçı kültür hakim olamaya çalışacaktır.”


‘TÜRKİYE DARBELER ÜLKESİDİR’

HDP Şırnak milletvekili Hasan Özgüneş de yaptığı konuşmasında belediyelerine kayyum atanmasının “darbe” olduğunun altını çizdi. Özgüneş, “Şu gerçeği çok iyi biliyoruz. Türkiye darbeler ülkesidir. Türkiye kayyumlar ülkesidir. Türkiye sıkıyönetimler OHAL’ler ülkesidir. Biz bu ateş çemberinin içinden geçerek bugünlere geldik. Şunu çok açık ve net söylüyoruz batı illerinde demokrasi cephesini geliştirerek AKP-MHP ortaklığına İstanbul’u, Ankara’yı, Antalya’yı, İzmir’i, Mersin’, Adana’yı, Aydın’ı, Ardahan’ı kaybettirerek aslında bu faşizan uygulamaların nasıl bertaraf edilebileceğini Türkiye demokrasi güçlerine ve halklarına gösterdik” dedi.

‘AKP FAŞİZAN UYGULAMALARIYLA KANUN TANIMIYOR’

Bu sözlerine Kürt coğrafyasında halkın iradesiyle seçilmiş encümenler, belediye başkanlarının uyduruk, kanun bile diyemeyecekleri KHK’ler vasıtasıyla görevlerinden alındığını hatırlatarak devam eden Özgüneş, “AKP hükümeti aslında faşizan uygulamalarıyla kanun tanımıyor. Hukuk tanımıyor. İnsan hakları yoktur onlar için. Kendileri için gerekirse vardır. Muhalefet için yoktur. Dolayısıyla biz şaşırmadık” diye konuştu

‘TAKİYE YAPMAYI BIRAK ARTIK’

Türkiye’de kanunların işlemediğini söyleyen Özgüneş, “Türkiye halklarına şu sözü veriyoruz. Biz Türkiye’yi gerçek demokratik bir ülke, hukuka dayalı, özgürlüklere dayalı, emeğin haklarını savunan, kadınları eşitleyen, ekolojiyi savunan ve bütün toplumsal sorunları çözen bir mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bunun bedeli ne olursa olsun. Geçmişte ödediğimiz gibi, bugünde ödeyeceğiz. Ama AKP hükümetine şunu söylüyoruz; Sen takiye yapmayı bırak artık. Her gün çıkıp halk iradesi diyorsun. Peki Mardin, peki Şırnak, peki Van, Diyarbakır ve diğer zorla ele geçirdiğin ilçeler halk iradesi değil midir? Halk iradesinin ta kendisidir” dedi.

‘GANDHİ TARZI EYLEMLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRELİM’

Hiçbir hukuki gerekçe ve mahkeme kararı olmadan belediye başkanları ve encümenlerinin görevden alınamayacağını belirten Özgüneş, “Bu bir gasptır. Bu bir darbedir. Bu darbeyi asla kabul etmeyeceğiz. Biz hep birlikte halklarımıza bir çağrı yapıyoruz. Demokrasi güçlerine, emekten yana olanlara, kadınlara, herkese çağrımızı şu; Meşru ve hukuki olan zeminde bu faşizan uygulamalar bertaraf edene kadar mücadelemizi yükseltelim, örgütlenelim ve Gandhi tarzı eylemlerimizi gerçekleştirelim. Bizler mutlaka kazanacağız, faşizan uygulamalar kaybedecektir” ifadelerini kullandı.

‘ONLAR GAYRİ MEŞRULAR’

Son olarak konuşan HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu ise, “Bu kayyumların anlamı barış isteyenlere ‘biz savaş istiyoruz’ cevabıdır. Bunu söylüyorlar. Biz eşitlik isteyenlere, ‘biz zulüm diyoruz’ diyorlar. Bu kadar açıktır. 31 Mart’ta ve 23 Haziran’da kaybettiler. Bunu sindiremiyorlar, bunu kabul edemiyorlar. Halkın iradesini tanımayanlar kapitalistlerin iktidarıdır. Biz bunlara seçimlerde gereken cevabı verdik. ‘Biz sizi yeneceğiz’ dedik. Şimdi bunu kabul etmiyorlar. Onlar gayri meşrular. Çünkü meşrutiyetlerini kaybettiler. Ellerinde baskıdan, hukuksuzluktan başka hiç bir şey yok. Ama bizlerin iradesi var. Bunu kıramazlar ve kıramayacaklar” diye belirtti.

Açıklama atılan sloganlara sona erdi.


İZMİR

HDP İzmir İl Örgütü de kayyum atanmasına yönelik parti binasında basın toplantısı düzenledi. “Halkın İradesine yapılan darbeye hayır” pankartının açıldığı toplantıda konuşan İl Eşbaşkanı Besriye Tekgür, yapılanın açık bir siyasi darbe olduğunu ifade etti.

Halkın iradesini gasp etmek, seçim sonucunda sandıkta kazanamadıklarını devlet şiddeti, zoru ve hilesiyle gasp etmek bu iktidarın politikası olduğunu belirten Tekgür, İstanbul seçimleri sürecinde yapılan ortaklaşmayı hatırlatarak, “Halkın iradesini gasp eden, sandık iradesini ve seçimleri tanımayan bir iktidar karşısında tüm demokrasi güçlerini, vicdan sahibi tüm yurttaşlarımızı, Meclis içindeki ve dışındaki tüm muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarını, sendika ve meslek birliklerini, demokratik dernekleri dayanışmaya çağırıyoruz. Susmayacağız, susmak onaylamaktır” diye konuştu.


URFA

HDP Urfa İl Örgütü de, parti binasında yapılan basın toplantısı ile kayyum atamalarına tepki gösterdi.

HDP Urfa Milletvekili Nusrettin Maçin, Suruç Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Polat ve Barış Anneleri de toplantıya katıldı. Açıklama öncesi abluka altına alınan parti binasına girien yada çıkan partililer polislerce Genel Bilgi Taraması’ndan (GBT) geçirildi.

Toplantıda konuşan İl Eşbaşkanı Adile Öncel, kayyum atamalarının yeni ve açık bir siyasi darbe olduğunu ifade etti. Öncel, “Bu sadece HDP ve Kürt halkının sorunu değildir. Tüm Türkiye halklarının ortak sorunudur. Susmayın, susmak onaylamaktır” dedi

‘İKTİDARIN MEŞRUİYETİ KALMADI’

Öncel, şöyle konuştu: “Büyük bir gözaltı furyası başlatılmış ve halen devam etmektedir. Bu iktidar ve İçişleri Bakanlığı geçmiş kayyım döneminde yapılmış olan yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasını, halkın kaynaklarını çalıp çırpan kayyımların rezilliklerini ortaya saçılmasını hazmedememiştir. Bu iktidarın zerre kadar demokratik meşruiyeti kalmamıştır. Halkın iradesini gasp eden, sandık iradesini ve seçimleri tanımayan iktidar karşısında; tüm demokrasi güçlerini, vicdan sahibi yurttaşlarımızı, muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarını, sendika ve meslek birliklerini dayanışmaya çağırıyoruz.”













Haber/Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı