HDP Eş Genel Başkanı Temelli Muradiye ve Çaldıran'da konuştu : Son sözü halkımız söyleyecek

TAKİP ET

HDP Eş Genel Başkanı Murat Temelli, Van'ın Muradiye ve Çaldıran ilçelerinde halka seslendi. Konuşmasında İmralı'da süren tecrite değinen Temelli, Adalet Bakanı'nın yasaları çiğnediğini söyledi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Van’da Muradiye ve Çaldıran ilçelerinde düzenlenen miting ve açılışlara katıldı. Temelli’ye HDP Van İl Eş Başkanları Yadişen Karabulak, DBP İl Eş Başkanları Ayla Tarhan, Ökkeş Kawa, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayları Bedia Özgökçe Ertan, Mustafa Avcı, İlçe Belediye Eş Başkan adayları, DTK temsilcileri eşlik etti.

Muradiye ve Çaldıran İlçelerinin buluştuğu kavşakta yüzlerce araçlık konvoyla karşılanan ve ilçe merkezlerinde tur atarak halkı selamlayan Temelli, ilk olarak Muradiye Saat Kulesi Meydanında halka hitap etti.

‘İŞ-İSTİHDAM DEDİKLERİ DE KORUCULAŞTIRMAKTIR”

Burada ilk olarak konuşan HDP Van Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Mustafa Avcı, "AKP'nin Van'da 25 bin kişiyi iş sahibi yapacağının iddiasının altında bu halkın eline silah vererek koruculaştırmak olduğunu açığa çıkmıştır. Gittikleri köylerde mahallelerde halka kuruculuk vaad ediyorlar. Halkımızı yoksullukla terbiye etmeye çalışanlara 31 Martta cevap verecez. Tarım-Hayvancılığı bitirerek bölge halkını açlıkla terbiye etmek istiyorlar. Çaldıran'da her yıl onlarca genç yoksulluktan kaynaklı gitmek zorunda kaldıkları batıdaki inşaatlardan düşüp hayatını kaybediyor.Bu durum 21. yüzyılda modern köleliğin gerçek resmidir"" dedi.

Ardından söz alan HDP Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Bedia Özgökçe şunları söyledi : “Kentin her yerinde zırhlı araçlar ve güvenlik ablukası var. Bu kadar güvenliği bizim için aldıysanız buna gerek yok, Muradiye halkı zaten burada her zaman ki gibi partisine sahip çıkıyor. Siz bu kadar güvenliği halkımızı bizden koparmak için yapıyorsanız buna da gerek yok. İşte burada Muradiye buna cevap veriyor. Saygı değer Muradiyeliler Van’da yüzbinlerle beraber özgürlük ateşini yaktık, o alanda yüzbinlerce halkımız bir mesaj verdi. Newroz ateşi ve direnişle ruhuyla ‘Biz buradayız’ dedi. Bizi yok sayanlar, hiçe sayanlar, bize her gün ‘Terörist’ diyenlere cevabımızı verdiler. Newroz alanını dolduranlara bir kez daha selam olsun. O gün bütün Van halkı tek yürek oldu, Kürt halkını yok sayanlara bir mesaj veriyordu: ‘Tecrit kalkmalıdır, mutlak tecrit son bulmalıdır ve Leyla ile Yoldaşları yaşamalıdır’ diyordu. Sayın Güven, 136 gündür açlık grevini sürdürüyor. Sizlerde şu anda tutuklu bulunan Belediye Eş Başkanlarımı irade seçtiniz ama onlarda eş başkan adaylarımızı tutukladılar ve bizleri hiçe saydılar. Bizi yok sayanlara kayyımlara kayyımcılara çok güçlü bir cevap vereceğiz. 31 Mart işte bunun için bir fırsattır ve buna vesiledir. Her ne olursa olsun, partimizin yanında ve arkasındayız. Buraya kayyım atadılar, hizmet yapsın diye gönderiyoruz dediler ama daha ilk günler yolsuzluk iddiaları ile kayyumlara kayyum atadılar. Şimdi de giderayak tüm malı mülkü çarçur ediyorlar. Biz halkımızın cesareti ve verdiği destek ile geliyoruz. Halkın talep ettiklerini halkımızla birlikte yapacağız. “ dedi.

Konuşmasında ekonomideki kötü gidişata ve partisinin seçim stratejisine değinen Temelli, "Türkiye halklarına bir seçenek yarattık, bir oyla dünya değişir" diyerek başladığı konuşmasında “31 Mart’a çok az bir zaman kaldı. 31 Mart’ta bize bu ülkeden “defol git” diyenlere en güzel yanıtı sandıkta vereceğiz. Hiçbir yere gitmiyoruz. Burası bizim vatanımız, yurdumuz binlerce yıldır buradayız. Temelimiz binlerce yıldır kök salmış bu topraklara. O yüzden 31 Mart'ta sandıklara gidiyoruz. Bu halka bu onurlu halka hakaret edenler 31 Mart’ta iktidardan gidiyorlar.

Sevgili Leyla Güven, 136 gündür açlık grevinde. Sevgili Leyla Güven’e buradan sevgilerimizi yollayalım. Sesine ses, mücadelesine güç katalım. Onunla birlikte binlerce tutsak cezaevlerinde açlık grevinde. Yüzlerce insan dünyanın dört bir yerinde açlık grevinde. Bu adaletsizliğe, hukuksuzluğa isyan ediyorlar. Biz de Newroz alanlarından on binlerle, yüz binlerle itirazımızı yükseltiyoruz. Adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz, adalet, mahkeme salonlarına dönen kadar barış ve demokrasi bu ülkede hakim olana kadar, mücadelemize devam edeceğiz. “ diye konuştu.

“Neden adaletsizlik var? Neden hukuksuzluk var?” diye soran Temelli, tüm bu sorunlarının kaynağının tecrit politikaları olduğunu belirterek, “4 yıldır bu ülkedeki mutlak tecridin sonuçlarını herkes görüyor. 4 yıldır her gün hukukun nasıl bu ülkede ihlal edildiğini gördük. İnsan haklarının nasıl yok sayıldığını, ifade özgürlüğün nasıl yok edildiğini gördük. Gazeteciler cezaevinde, basın özgürlüğü yok ve bu ülke yaşanmaz bir hale geldi. Ülke yangın yeri. Şimdi bunca sorun ortadayken bu iktidar bu yangına benzin dökmeye devam ediyor. O yüzden diyoruz ki hukuk istiyoruz, adalet istiyoruz. Çok bedel ödedik, çok acı çektik çok zulüm gördük. Ama bizler adalet ve hukuk mücadelesinden, barış mücadelesinden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bu zulme ve bu şiddete rağmen ödediğimiz, ödeyeceğimiz tüm bedellere rağmen mücadele zeminini asla terk etmeyeceğiz. Yerel seçimlere gidiyoruz. Ama bu bizim için 3-5 belediye başkanlığı alma seçimi değil, belediye meclislerinde 3-5 koltuk seçimi değil. Bu bizim için bir demokrasi ve barış mücadelesi. Nasıl ki bugüne kadar bu mücadeleden vazgeçmedik, nasıl ki diz çökmedik, boyun eğmedik yine diz çökmeyeceğiz yine boyun eğmeyeceğiz. “ dedi.

Bu ülkede tecrit bitene kadar, bu ülkede savaş bitene kadar, bu ülkeye barış, demokrasi gelene kadar bu mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Temelli, “ O yüzden de diyoruz ki; Adalet Bakanı yasalara uysun, hukukun gereği ne ise bir an önce yerine getirsin. Sayın Öcalan ailesi ve avukatlarıyla düzenli olarak görüşebilsin. Bu haklı bir taleptir, meşru ve yasal bir taleptir. Yasaları iktidar ihlal ediyor, Adalet Bakanlığı ihlal ediyor. Bir kez daha onlara çağrı yapıyoruz. Yasaların gereğini yerine getirin.

Hiç kimsenin, hiçbir arkadaşımızın ölmesini istemiyoruz. Hiç kimseyi kaybetmek istemiyoruz. Ölümlere dur demek istiyoruz. Fakat bugün her şeyi siyasete malzeme edenler, 3-5 belediye için 3-5 koltuk için bu toplumu bölenler, ayrıştıranlar her şeyden medet umar hale gelmişlerdir, yalana muhtaç olmuşlardır. Halkın duygularını, en temiz duygularını her şeye alet edecek kadar acze düşmüşler, siyasetsiz kalmışlar. O yüzden de diyoruz ki herkes siyasete, herkes hakkını aramaya, herkes adalet ve hukuk mücadelesine, barış ve demokrasi mücadelesine katılmaya. O yüzden de diyoruz ki birlikte demokrasiye.

Biz değil onlar defolacak

Her şeyi siyasete alet ediyorlar. Toplumu bölüyorlar. Biz de onlara inat diyoruz ki, binlerce yıldır bir aradayız. 72 millet yan yanayız. Bizi bölemeyeceksiniz. Ortak vatanımızda, demokratik cumhuriyeti hep birlikte var edeceğiz, inşa edeceğiz.

Bakın, bugün 20 milyon Kürde “defol git” dedi. Sonra demedim diyor. HDP'ye terörist dedi. Sonra demedim diyor. Bana kalkmış “Kürt bile değil” diyor. Bundan aklı sıra medet umuyor. Yani Kürtler bu ülkede ikinci sınıf vatandaş onun gözünde. Biz de diyoruz ki, bu ülkede yaşayan herkes Kürdü,Türkü 72 milleti birinci sınıf vatandaştır. Bu hakkımızdan vazgeçmeyiz. Bu nefret söylemine izin vermeyiz. Eğer duymamışsa bir kez daha söylüyorum: Ez Kurd im, Türküm Türkiyeliyim.

Bununla da yetinmedi. Dini siyasete gene alet etti. Geçmiş seçimlerde olduğu gibi. Kalktı dedi ki "bunlar dinsiz imansız". Bu kabul edilemez. Böyle bir dil, böyle bir söylem kabul edilemez. Herkes inancıyla vardır, kimliğiyle vardır. Herkes eşittir, kıymetlidir, değerlidir. Farklı kimliklerimizle, inançlarımızla aslında ne kadar güçlü olduğumuzu gösteriyoruz. HDP’nin bu gücünden korkanlar, HDP’nin iktidara yürüyüşünden korkanlar, HDP’ye her gün saldırıyorlar. Ama engelleyemeyecekler. Hakikatin sesini susturamayacaklar.

Bakın, toplumu bölmek, ırkçılık, nefret söylemi ne kadar tehlikeli. Bunu en son Yeni Zelanda’da gördük. Yeni Zelanda’da bir ırkçı, 50 masum insanı ibadetlerini yaparken katletti. Dünyanın neresinde ırkçılık, ayrımcılık varsa orada bunun karşısına hep birlikte dikilmeliyiz. Asla buna izin vermemeliyiz. Bunlar, siyasete malzeme edilecek konular değil. Bunlar insanlık suçudur. Bunlar insanlığa düşmandır. Her insan gibi hepimizi buna karşı çıkmalıyız. Ama bugün bu ülkenin Cumhurbaşkanı sinevizyonlarda, mitinglerde o katliam görüntülerini gösteriyor. Bunu yapmayın. Günahtır, ayıptır. Bundan uzak durun. Bunu seyreden insanlar, içlerindeki nefretle birbirine, farklılıklara düşmanlaşabilir. İşte Hollanda’da üç masum insan yaşamını yitirdi, katledildi. Buna son vermek hepimizin boynunun borcudur. Tüm siyasetçilere sesleniyorum: Hiçbir koltuk, hiçbir mevki insan hayatından daha değerli olamaz. Bir can bile kıymetlidir, değerlidir. Bir kişiyi bile yitirmişsek, bütün insanlık ölmüştür. O yüzden de yaşama sahip çıkmalıyız, hayata sahip çıkmalıyız. Ölüme, düşmanlığa değil, siyasetçiler toplumsal barışın mimarlarıdır. Toplumsal barışın yıkımı için değil, inşası için çalışmalıdır. “ şeklinde ko nuştu.

Nefrete kine ve düşmanlığa verecek tek oylarının olmadığını söyleyen Temelli,

“Ama bugün iktidar toplumsal barışı yıkıyor. Kentleri yıkıyor. İnsana ait değerlerimize ait ne varsa yıkıyor Ehmedê Xanî'nin heykelini yıkıyor ve sonra da utanmadan çıkıyor diyor ki “Kürt kardeşlerim ne olur bize oy verin”. Ne oy vereceğiz biz sana? Bizim bu nefrete, bu düşmanlığa verecek tek bir oyumuz bile yok. Savaştan besleniyorlar. Savaş politikaları ile ayakta durmaya çalışıyorlar. Bakın Türkiye'nin dış politikasına, bu kadar itibarsız bir dış politika daha dünyada görülmedi. Bu, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Dış politikada son 10 yıldır izlenen yol Türkiye’yi böyle, itibarsız bir hale getirmiştir. Bakın Suriye’nin yaşadıklarına, bu iktidarın Suriye politikası Suriye’yi yıkmıştır. Suriye'de bu savaş boyunca 1 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. 5 milyon Suriyeli yerinden yurdundan edildi. Ve hala bugün Suriye’yle ilgili savaş tamtamları çalmaya devam ediyorlar. Bu sesi susturacağız, barışın sesini yükselteceğiz. “ vurgusunu yaptı.

‘Dertleri çözüm değil savaş’

Suriye'de çözümün Suriye halklarının bir arada, ortak geleceğine karar vermesiyle mümkün olabileceğini kaydeden Temelli, “ Bakın IŞİD bitti. Ama İdlib devam ediyor. Bu terörden bu insanlık suçundan hep birlikte kurtulmalıyız. Suriye kendi barışını ararken barış için Suriye'nin bir arada yaşaması için destek olmalıyız. Suriye’yi parçalamak için değil. Ama bunlar bölücü oldukları için Suriye’yi de, Türkiye’yi de parçalama derdindeler. Çünkü bunlar Kürt düşmanı. Kürtler statü kazanmasın diye kimlikleriyle var olmasın diye, ana dillerinde eğitim, hizmet almasın diye Kürtlerin statü kazanacağı her yere saldırıyorlar. Bugün Suriye’de de karşımıza çıkan tablo budur. Yoksa bize yönelik bir tehdit falan yok. Yalan. Dış politika yalan üzerine kurulmuş.Savaşı pazarlıyorlar. Silah sanayii pazarlıyorlar. Kalkmış S-400 alıyor. Milyarlarca doları çarçur edecek. Tehdit varmış ne tehdidi var? S-400’le neyi vuracaksın? Sana yönelik hangi tehdit var da 25 milyar dolarlık S-400 anlaşması yapıyorsun?25 milyar dolara tüm Van'ın ekonomik sorunları çözülür. Muradiye’nin bütün sorunları katbekat çözülür. Ama bunların niyeti Muradiye’nin sorununu çözmek değil ki, Van’ın sorununu çözmek değil ki. “ diye sordu.

Siz gidin enkazı biz temizleriz

‘”Bunların niyeti, iktidarlarını devam ettirebilmek için savaştan, yolsuzluktan beslenmek. O yüzden de halka yalan söylüyorlar. Diyorlar ki “beka sorunu var”. Ne beka sorunu? İşsizlik sorunu var. Bu beka sorunu mu, yoksa işsizlik sorunu mu? Gel de gör. Ama ülkeyi yönetemiyorlar. 17 yıldır iktidardalar, şimdi gidiyorlar ya gitmemek için bi taraftan yalvarıp yakarıyorlar bir taraftan da halkı tehdit ediyorlar, beka sorunu var diye. Beka sorunu falan yok. Biz ne sorunu olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sorunu çözeceğiz. Önce sizi iktidardan göndereceğiz sonra da bıraktığınız bu enkazı hep birlikte kaldıracağız. “ diyen Temelli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington Post’a yazdığı makaleyi de eleştirerek :

Washington Posta başka yazıyor, bize başka söylüyor

“Washington Post gazetesine makale yazmış. Sanıyor ki oraya yazarsa kimse fark etmeyecek. Oraya yazdıklarını sinevizyonda göster. De ki ben Washington Post’a bunları yazdım ama size bunları söylüyorum. Madem Washington Post’a başka yazıyorsun, meydanlarda neden başka konuşuyorsun? Çünkü talimatla ancak bu gemi bu kadar yürür. Yalancının mumu yatsıyı görmüyor. Bak öğlen namazında mumu söndürdük. Yalancının mumu söndü. Şimdi çıkacaksın, neden Washington Post’a böyle yazdım diye açıklayacaksın ya da "ben 5-6 yıl önce böyle konuşuyordum, bugün böyle konuşuyorum" çık bunu anlat. Ya da "5-6 yıl önce ben bunları söylüyordum bugünkü ortağıma, o da bana bunları söylüyordu" de. Çık açıkla. Sen sabah akşam bizi göstereceğine, sende malzeme çok onları göster. “

HDP bunları süpürecek

HDP’nin bunları 31 Mart’ta süpüreceğini söyleyen Temelli, “Bu süpürdü mü temizlik gelir. Bu süpürdü mü demokrasi gelir, barış gelir. Hep birlikte ülkemizi bu utançtan kurtaracağız. Bu zulüm bu şiddet bitsin diye bu nefret, ayrımcılık bitsin diye süpüreceğiz. Kayyımlardan hep birlikte kurtulacağız ama sadece kayyımlardan kurtulmakla kalmayacağız; çok daha fazla yerde iktidara geleceğiz. Yerellerde HDP iktidarını hep birlikte var edeceğiz. Sonrası kolay, ondan sonra bütün bu enkazı hep birlikte kaldıracağız. Yerel yönetim anlayışımızla, işsizliğe de yoksulluğa da son vereceğiz. Üreten biziz yöneten de biz olacağız. Ortaya bir strateji koyduk, akılları karıştı ne yapacaklarını bilmez hale geldiler. Halbuki çok basit. HDP iktidara geliyor. Nerede bir HDP logosu varsa, nerede HDP’nin binlerce yıllık tarihe kök salmış ağacı varsa, mührünüzü oraya basın. Barışa basın, demokrasiye basın. “ dedi.

‘Oyumuzu kurtlara değil, demokrasiye vereceğiz’

Temelli son olarak, “ Tek başımıza iktidara gelemeyeceğimiz yerlerde, AKP-MHP blokuna bırakmamak için, bu faşist anlayışa kentlerimizi terk etmemek için, oralarda da demokrasi güçlerine mührümüzü basacağız. Şimdi bu stratejimizi hazmedemeyenler, bir gün diyorlar ki "HDP'nin oyları haramdır", ertesi gün diyorlar ki "Kürt kardeşlerimiz bize oy verin". Biz de diyoruz ki biz bu ülkenin eşit yurttaşlarıyız ve o yüzden oylarımızı seçimden sonra “kurt işareti” yapacak olanlara değil, demokrasi güçlerine vereceğiz, HDP'ye vereceğiz. “ ifadelerine yer verdi.