Temelli Van'da konuştu

TAKİP ET

İktidardan düşersen, faizler zaten düşer Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) düzenlediği 'Serhat Örgütlenme Konferansı' Van Berivan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

VanTarafGazetesi - Demokratik siyasetle faşizmi yıkalım, toplumu özgürleştirilemi’ Konferansa HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, DBP İl Eş Başkanları, DBP Eş Genel Mehmet Arslan, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, HDP Eş Sözcüsü ve Milletvekilimiz Filiz Koçyiğit, HDP Bölge Milletvekilleri, Barış Anneleri, TJA Aktivistleri ve Serhat Bölgesi İİ-İlçe Yöneticileri katıldı.
ÖNLÜ : ÖRGÜTLENME ACİL İHTİYAÇTIR
Konferansın açılış konuşmasını HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü : “Kongre bileşenlerimiz, meclislerimiz, yerel örgütlerimizle bu tartışmayı başlattık. Bu fikriyatın geldiği siyasi sonuçları belirleyici bir gücün açığa çıktığını ancak buna denk gelen bir örgütlenmenin olmadığını görüyoruz. Bu yüzden bu konu en aciliyetli görevimiz bir örgütlenme hamlesini başlatmak ve bu fikriyatın ideoloji, paradigmasına uygun bir örgüt ve buna dair kadroların oluşması temel hedefimizdir. Batıda Demokratik siyasetle faşizmi yıkalım, Kürdistan’da demokratik siyasetle toplumu özgürleştirelim şiarıyla bu toplantıları yapıyoruz. Biz iki günlük yürüteceğimiz konferans çalışmasında, konferansımızın güçlü sonuçlar açığa çıkarması için, fikriyatın güçlü bir örgütlenme sağlayacağına inanıyoruz. “ diye konuştu.

TEMELLİ : KÜRT SORUNU DEMOKRASİNİN TURNUSOL KAĞIDIDIR

Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Zihniyeti gözden geçirerek konferans anlayışımı sürekli hale getireceklerini kaydetti. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu şeyin de bu olduğunu dile getiren Temelli, “Örgütlenme modelimiz Türkiye toplumuna bir seçenek sunmak modelidir. Bu kutuplaşmış siyaset Türkiye halklarını emekçilerini bu gerilime mahkum ederek, en temel haklardan yoksun bırakmaktır. Buna karış toplumu mücadele çağıracağız, siyasete davet edeceğiz. Bunu başarabiliriz çünkü; güçlü bir fikriyatımız var. Türkiye buna ihtiyaç duyuyor. Türkiye bu kutuplaşmış siyasetle bu cenderede soluksuz kalmaktadır. Her geçen gün bu artıyor ve bütün Türkiye’de uyarımızı yaptık. Dedik ki, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu şey toplumsal barış ve demokrasidir, demokrasi ve barış mücadelesinde buluşmaktır. Bu engellerin aşılması büyük önem taşıyor. Bugün bu iktidar çözümsüzlükten besleniyor, çözümsüzlüğü kendisi için elverişli bir ortam olarak değerlendiriyor. Sorunların çözümü ve çözümsüzlüğü için en önemli faktör Kürt meselesidir. Kürt meselesi aslında demokrasi meselesinin turnusol kağıdıdır. Kürt meselesine yaklaşımınız sizin demokrasiye ve barışa yaklaşımınızı ortaya çıkartır. Bugün ki iktidar Kürt meselesi yoktur diyor, tıpkı Sayın Öcalan’ın görüşlerinin sesinin, görüşlerinin toplumla buluşmasını engelleyerek bunu kalıcı kılmaya çalışması gibi. 4 yıldır mutlak tecrit uygulandı ve Türkiye adaletten, barıştan uzaklaştı. Toplum barış dinamitlendi, bu süreç faşizmin kurumsallaşması mücadelesidir. Kutuplaşma siyasetini yeniden yeniden üretiyor.” İfadelerini kullandı.

‘TEK ÇIKIŞ YOLU 3. YOL’

Konuşmasında 3. Yol konusuna da değinen Temelli, “ Kutup siyaseti 3. Yol ile ortadan kalkacaktır. Toplumla örgütlenmeyi buluşturan zihniyet bunu başarmış olacaktır. 3 . Yol barışın demokrasinin seçeneğini yaratmaktır. Bunu yapamazsaz bu ceberrut iktidar şiddeti ve baskıyı arttıracaktır. Bunca yıllık mücadeleden çıkardığımız gelenekle diyoruz ki, gelin ‘Herkes herkesle konuşsun, müzakere edelim ve toplumun genel iyisini birlikte üretelim. Hakikat güzeldir ve güzel olanı var etmek bizim vazifemizdir. O yüzden demokrasi seçeneğinde buluşmak mücadeleyi geliştirmektir. Bu mücadelenin eksikliği Türkiye’nin nereye varacağını işte SETA ile görüyoruz. Siz hiçbir araştırma kurumunun gazetecileri fişlemek için araştırma yaptığını gördünüz mü?... Ama bu iktidar bunu yapmış, talimatla servis edilmiş bir araştırma. Hukukun, yargının, adaletin cenaze törenleri düzenleniyor. Adalet ve Basın Özgürlüğü bu iktidar tarafından katledilmiştir. Bugün Türkiye üniversitelerinin çok değerli hocaları cezaevinde, yüzlerce gazeteci cezaevinde. Barış ve demokrasi mücadelesinin ne kadar önemli olduğu burada ortaya çıkıyor. Çözüm üretemez bir siyaset ile karşı karşıyayız. Üniversite, basın, demokratik siyaset… Bütün sorunların nasıl bir bileşke oluşturduğunu görüyoruz. Van ve diğer kentlerimize baktığınızda sorunları görüyorsunuz. Bu ceberrut iktidar tarafından ortaya çıkan en büyük çözümsüzlük işte kayyumlardır, kayyumcu talan bir vesayettir ve bu talan zihniyeti önümüze büyük sorunları çıkardı. Ortada bir enkaz var ve bu enkazı hep birlikte ortadan kaldıracağız. Yönetemedikçe şiddetle baskıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Yönetemedikçe savaş politikalarına daha fazla sarılıyorlar. Savaş politikalarıyla Ortadoğu’yu bu cenderede sıkıştırmaya çalışıyorlar. Savaş politikalarıyla Ortadoğu halklarının geleceğini yok etmeye çalışıyoruz. Bizde buna karşı halkların kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz, Başur, Rojhılat, Türkiye ve Rojava’da bunu savunuyoruz. Bu politikalarla olduğumuz her yerde karşı çıkmalıyız. Kim ki bu coğrafya da vardır, siyaset yapıyorsa halkın iradesine saygı gösterilmelidir. Kirli ittifaklarla kimse yol almamalıdır. Her halk kendi kaderine sahip çıkmalıdır. Siyasi iradeyi kullanan tüm öznelere çağrı yapıyoruz ; barışa sahip çıkın, barışı birlikte inşa edelim. Küresel siyaseti bu coğrafya belirliyor. Türklerle, Süryanilerle, Ermenilerle, Türkmenlerle bu coğrafya da kim yaşıyorsa barışı hep birlikte üreteceğiz ve savaş çığırtkanlığına izin vermeyeceğiz. “ dedi.
‘FAİZLERİ DÜŞÜRMEK İSTİYORSAN İKTİDARDAN DÜŞ’
Uygulanan politikalarının sonucunun çöküş olduğunu belirten TEMELLİ, halkla alay edildiğini söyledi. ‘Bir mermi kaç para’ diye işçiye emekçiye sorulduğunu hatırlatan Temelli, “ Biz barışın peşindeyiz, birlikte yaşama iradesini ortaya koyuyoruz. Biz radikal demokrasi anlayışımızla demokratik cumhuriyeti kurmak istiyoruz. Halkların iktidarını barışın iktidarını var edeceğiz. Kayyum zihniyeti şimdi Merkez Bankası Başkanını görevden alıyor ve yerine kayyum atıyor. Kayyumcu zihniyet görevden alır, göreve atamalar yapar. Ancak bu yaptığı OHAL’de ısrardan başka bir şey değil. Toplumsal uzlaşma zemininde buluşalım, o zaman OHAL hukukuna karşı çıkabiliriz. Merkez Bankası Başkanı faizleri düşürmediği için görevden alınmış. Neden önemli faizlerin indirilmesi, çünkü müttehitleri kurtarma operasyonu. Bu gidişle her şey daha da kötü olacak. Bu zihniyet ekonomiyi de, siyaseti çöküşe sürüklüyor. Faizlerin düşmesini istiyorsan, iktidardan düş. ODTÜ’de öğrenciler direniyorlar, çünkü yeşil alana inşaat yapmak istiyorlar. Yurt yapılsın ama o kadar arazi var, buldukları yer yeşil alan. “ diyerek tepki gösterdi.
’31 MARTTAN SONRA BİR UMUT DOĞDU’
Temelli konuşmasını şöyle sürdürdü : “Faşizme karşı mücadele bir hak mücadelesidir, ama tek başına mücadele etmek yetmez, toplumu siyasetle buluşturmak lazım. O yüzden 31 Mart stratejimizde faşist bloku gerilettikten sonra demokrasi ittifakı çağrısında bulunduk. Bir anayasa çalışması yapalım dedik. Anayasa zemininde bir uzlaşı zemini yaratalım, 12 Eylül anayasası ile baskılanmış bütün hakların gasp edildiği, bu yamalı bohçadan kurtulalım. Büyük bir toplum sözleşmesi düzenleyelim. Çözümün ilk adımı anayasal uzlaşma zeminidir. Kürt meselesinin çözümü bu buluşmadan geçiyor. Ben parlamentoda ki tüm siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz. Tabi ki siyasette farklı düşüncelerimiz olacak, farklılıklarımızın ötesinde buluşacağım bir demokrasi ittifakını yaratalım. ‘Benim de sözüm var’ diyen herkese bu zeminde yer var. Acil çözüm bekleyen sorunlar var. Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiştir. Binlerce insan suçsuz yere cezaevindedir. Demokrat siyaset yaptı diye on binlerce insan cezaevindedir. Bütün fezleke ve iddianamelere baktığınızda bir tane delil bulamazsınız. Tüm bu karanlık tabloya karşı büyük bir umudumuz var, umudumuzu Türkiye’nin her yerine taşıdık. Türkiye’de herkes geleceğe umutla bakıyor. 31 Mart’ta bunun önünü açtık… O yüzden de aslolan örgütlü hayattır, fikriyatımızı toplumun tüm kesimlerine yayacağımız bir örgütlenme modelidir. Özgürlük her şeyin dayandığı tek ilkedir. Her şeyimiz o temel ilkeyi var etmek üzerine kuruludur. HDP bir Kadın partisidir derken, toplumsal özgürlüğün olmazsa olmazıdır.”