Temelli, Erdoğan'a Van'dan seslendi : Senden çözüm bekleyen yok, gölge etme yeter

TAKİP ET

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Erciş ve Van'da düzenlenen iki ayrı halk toplantısında konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Erciş ve Van'da düzenlenen iki ayrı halk toplantısında konuştu. Van’ın Erciş İlçesinde düzenlenen halk toplantısına katılan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye’de toplumsal muhalefete ve demokratik kesimlere seslenerek HDP ile birlikte mücadele çağrısında bulundu. Serhat illeri ziyaretlerini sürdüren HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Van temasları kapsamında Erciş’te halkla bir araya geldi. Erciş’te düzenlenen halk toplantısına katılan Temelli’yi burada HDP Van İl Eş Başkanları Yadişen Karabulak, Ümit Dede, DBP Van İl Eş Başkanları Ayla Tarhan, Ökkeş Kava, Van Milletvekili Muazzez Orhan, HDP PM Üyesi Özgür Aras,  DTK temsilcileri ve halk karşıladı. Temelli’ye Dersim Milletvekili Alican Önlü’de eşlik etti. Erciş’te konuşan Temelli, “Burası bizim ortak vatanımız ve bir arada yaşamanın bir yolunu bulacağız. Hangi etnik kökenden gelirsek gelelim, hangi inanca sahip olursak olalım biz eylersek güzel eyleriz. Bizim fikriyatimizin budur, ortak vatanda nasıl yaşayacağımız tüm Türkiye’ye anlatmaya çalıştığımız şeydir. Ortak vatanda radikal demokrasi anlayışla, demokratik ulusu ve demokratik cumhuriyeti var edeceğiz, bunun kararlığını ortaya koyarken, bu fikriyattan beslenirken, bu fikriyatın sahibini de unutmadık. Bu yüzden Sayın Öcalan’ın selamlıyoruz. Bugün bu iktidar bir arada yaşamayı yok sayarak halkların, insanları birbirine düşmanlaştırarak ayakta kalmaya çalışıyor ve bu güzel ülkeyi bir felakete sürüklüyor. Çünkü, ayakta kalmalarının yolunu yolsuzluk, savaş, nefret olarak görüyorlar. Bu yüzden barış fikrine tahammüleri yok… Bu ülkeye barış gelecek bu tehdit son bulmalı, bu tehdit son bulmalı Sayın Güven 42 gündür açlık grevinde. Sevgili Güven DTK Eş Genel Başkanımız, Hakkari Milletvekilimizdir ve 42 gündür bizlere Türkiye’ye seslenmeye devam ediyor. Türkiye’nin her yerinde Sayın Güven’in sesine ses vermek bizim boynumuzun borcudur. Buradan tüm Demokratik kamuoyuna sesleniyoruz, gelin Sayın Leyla Güven’in mücadelesine destek verelim. 42 gündür bu onurlu direnişe daha fazla geç kalmadan, omuz verin, sesinizi yükseltin. Biz inanıyoruz Türkiye bu sese duyarsız kalmayacaktır. Türkiye bu iktidarın bu zulmüne, bu şiddetine son verecektir. Buradan Erciş’ten bir kez daha sesleniyoruz. 42 gün uzun süre, doktorlar kritik sürecin başladığına vurgu yaptılar. Avukatları duyarlılık çağrısında bulunuyorlar.” Diye konuştu. ‘Senden çözüm beklediğimiz yok, tek çözüm senin iktidardan gitmendir’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Çözüm mözüm yok, geçti o iş’ şeklinde ki açıklamalarına da yanıt veren Temelli, “Daha fazla geç kalmadan bu iktidarın bütün tehditlerine, saldırılarına rağmen omuz omuza vermenin, demokrasiye sahip çıkmanın zamanıdır. Erdoğan çıkmış diyor ki : ‘Çözüm mözüm yok kimse bizden bunu beklemesin’ Senden bir şey beklediğimiz yok, gölge etme başka bir şey istemiyoruz. Bir an önce bu iktidardan gidersen demokrasinin, barışın önü açılacak. Halkların, emekçilerin, kadınların mücadelesiyle bu ülkeye barış gelecek. Bu iktidarların AKP ve önce ki iktidarlarda öyleydi, kadından, gençten kopuk tek bildikleri şey kendi haksız zenginlikleri, yolsuzlukları için halklara hep şiddeti, katliamı dayattılar. Bugün 19 Aralık 978’de Maraş katliamını yapanlar 19 Aralık 2000’de cezaevi katliamlarını yaşadık. 40 yıl insanları alevi-Sünni diye toplumu ayrıştıran bu zihniyete karşı biz ortak vatanımızda bir arada yaşayacağız. Kürdiyle, Türkiye, Ezidisiyle, Süryanisiyle bir arada yaşayacağız. İşte buna karşı olan iktidarlar katliamlarla halkı ayrıştırmaya çalışıyorlar. Bu katliamları bugün Afrin’de yapıyorlar, yapmaya devam ediyorlar. Çünkü bu zihniyet ittihatçı zihniyettir, halklara iyi niyetli olan her şeye düşmandırlar. 19 Aralık 2000’de onlarca insan katledildi, yüzlerce insanımız sakat kaldı. Bu katliamcı iktidarın cezaevi politikalarının ne olduğunu orada net bir biçimde gördük. Türkiye’yi kocaman bir cezaevine çevirdiler. Nereye giderseniz gidin cezaevi yapıyorlar. Cezaevi deniler şey bacasız fabrikadır diyorlar. İşte İmralı tecridi, işte Erciş cezaevi ve binlerce insanın tutsak edilmesi hukuksuzluktur, adaletsizliktir. 500 bin adli kontrol ile dolaşıyor… Çünkü korkuyorlar, halklarından korkuyorlar ve bu yüzden halklarına zulmü ediyorlar ve zulümlerini her gün biraz daha arttırıyorlar. Korkunun ecele faydası yok, çok yakında bu kayyumlarınızla birlikte çekip gideceksiniz. Korkuyorlar halk sokağa çıkarsa ne olmuş.. Halk zaten sokakta, her gün alanlardayız. 6 bin arkadaşımız cezaevinde bugün, neden demokrasi ve barış mücadelesi verdikleri için. Sanıyorlar ki zulmü arttırdıkları zaman biz vazgeçeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da diz çökmeyeceğiz. Demokrasi ancak halk mücadelesi ile mümkündür. Demokrasi hak mücadelesi verenlerin yan yana gelmesi ile mümkündür. “ ifadelerini kullandı. ‘Baş eğmiyoruz, direniyoruz’ Temelli : Türkiye’de bu korku iktidarı o denli gemi azıya almış kı, gazetecileri, siyasetçileri, hakikatı dile getiren herkesi tehdit ediyor. Televizyonda bir haber spikeri yorum yaptı diye linçe uğratılıyor. Bugün hakikatı seslendirenler yarın onurlu bir şekilde bu halkın içinde dolaşacaklar. Bugün baş eğenler, sessiz kalanlar, bu iktidarın teknesine binenler yarın kimsenin yüzüne bakamayacaksınız, çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız. Gelecek var olacaksa sizin onurlu duruşunuzla var olacaktır. AİHM kararına rağmen siyaset engellenmesinin bir hak arayışının engellenmesidir. Eğer sen demokrasiyi, halkı, hukuku tanımıyorsan bizde seni tanımıyoruz. Bunu da 31 Mart’ta sandığa giderek oylarımızla göstereceğiz. Sadece Erciş’te değil, Türkiye’nin her yerinde sandığa gideceğiz, hakkı-hukuku bilmeyeni bizde bilmeyeceğiz tanımayacağız. Çünkü bir arada yaşamak istiyoruz, barış, demokrasi istiyoruz. Bizler Irak, Suriye halkları içinde istiyoruz, Avrupa halkları içinde istiyoruz. “ dedi. ‘Rojava’da yaşayanlar bizim kardeşimizdir, akrabamızdır’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rojava’a yönelik tehditlerini değerlendiren Erdoğan, “ Rojava’yı diline dolamış… 24 Haziran’dan önce Kandil, Afrin diyordu… ÖSO denilen çete ile Afrin’in acının, zulmün içine sürüklerken şimdi bu defa da Fırat’ın doğusunu diline doladı. Yıllardır söylüyoruz o insanlar bizim akrabalarımız, kardeşlerimiz… Bizim sınırlarla bir derdimiz yok, bizim bu sınırların içinde nasıl yaşadığımızla ilgili bir derdimiz var. Burada istediğimiz gibi Suriye’de ve Irak’ta da aynı şeyi istiyoruz. İşte bunun mücadelesini bugün veriyoruz. Bu savaşçı zihniyet her gün halklara zulüm etmeye, barış diyen insanları baskı altına almaya devam ediyor. Buna son vermek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiye halklarını, emekçilerini, sosyal demokratları, demokrasi güçlerini bu mücadeleyi vermeye davet ediyoruz. Gelin, bu iktidarı bu savaş söylemlerine tutsak olmayalım. Bu iktidarın milliyetçi ırkçı söylemlerle toplumu ayrıştıran bu anlayışa karşı hep beraber demokrasiden yana ortak geleceğimizden yana tavır alalım. Bu yerel seçimler Türkiye için büyük bir fırsattır, bu fırsatı değerlendirmek zorundayız. Bu sadece Kürt halkının omuzuna bindirilecek bir yük değildir. Kürt halkı bu yükü 40 yıldır taşıyor, 40 yıl daha taşır ama bu zulüm niye 40 yıl daha sürsün. Yerellerde iktidara eğer demokrasi güçleri gelecekse bu Türkiye’nin önünü, demokrasinin önünü açacaktır.” Diye ‘Anadilimiz varlığımızdır’ Temelli konuşmasını şöyle sürdürdü : Erciş’te, Van’da, Botan’da bu güçlü adımları atalım. Atmazsak bu zulüm devam eder. Bu zulüm bazen Erciş’te yolsuzluktur, Karadeniz’de doğa talanıdır… Şimdi kurtulma ve birlikte olma zamanıdır. HDP’yi ve bu halkı yok sayarak ayakta kalmaya çalışıyor. Tüm muhalefete, demokrasi cephesine sesleniyorum. Artık bir karan verin, ya HDP ile birlikte olacaksınız bunları iktidardan düşüreceksiniz ya da bu zulmün altında kalacaksınız. Biz her şey varız ve var olmaya da devam edeceğiz.Anadilimiz varlık nedenimizdir, Kürtçe tabelaları indirerek, oraları karakola çevirerek bizi vazgeçiremezsiniz. Hep birlikte yerel yönetimlerimizle yeni ve özgür yaşamı inşa edeceğiz ama sizler yaptığınız bu zulmün hesabını verecek, bizler Diba Keskin’in onurlu duruşuyla karşınızda durmaya devam edeceğiz. Temelli : Hakim ve Savcıları cesur olmaya çağırıyoruz Erciş'in ardından Van’da düzenlenen halk toplantısına katılan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yargıçlara seslendi. Yargıçlardan biraz cesur olmalarını isteyen Temelli, onların atacağı en ufak olumlu bir adımın ülkeyi bu çıkmazdan çıkaracağını söyledi. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Van’da halkla bir araya geldi. Beyaz Saray Düğün Salonu’nda düzenlenen halk toplantısına HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Van İl Eş Başkanları Yadişen Karabulak, Ümit Dede, DBP Van İl Eş Başkanları Ayla Tarhan, Ökkeş Kava, Van Milletvekili Muazzez Orhan, Dersim Milletvekili Alican Önlü ve halk katıldı. KARABULAK : LEYLA GÜVEN’İN TALEPLERİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ Toplantının açılış konuşmasını yapan HDP Van İl Eş Başkanı Yadişen Karabulak, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in 42 gündür cezaevinde sürdürdüğü açlık grevini selamladı. Sonuna kadar Güven’in taleplerine sahip çıkacaklarını dile getiren Karabulak, “ Sayın Güven’in talepleri bizim taleplerimizdir ve eylemliliklerimiz sürecek” diye konuştu. Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Leyla Güven 42 gündür bütün yoldaşlarıyla birlikte barışı arıyor çünkü biliyor ki barışın yolu İmralı’dan geçiyor ve derhal bu tecride son verin. Türkiye bunu yaşadı, Türkiye 2013 ile 2015 arasında bunu yaşadı. Bu hafızayı silemezsiniz, Türkiye barışa giden yolu gördü ve bunu artık yok sayamazsınız. Tecrit devam ettikçe barışın yolu açılmayacak. Barışın yolu açılmadıkça Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülemez. Türkiye’de Kürt meselesinin çözümü, demokrasi meselesinin çözümüdür. Siz demokratik bir Türkiye istiyorsanız, eşit yurttaşlık temelinde bir ülkeyi var etmek istiyorsanız bunun önünde ki engelleri kaldırırsınız ama Türkiye’de bu sesi duymuyorlar, Leyla Güven’in sesini duymuyor. Çünkü bu iktidar savaştan, zulümden, yolsuzluktan besleniyor ve bu iktidarını kaybetmemek için bu zulüm sürsün istiyor ama bizde bu barış mücadelesinde kararlıyız. En az geçmişte olduğu kadar kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu tecrit son bulacak ve zindanda ki tüm arkadaşlarımız özgür kalacak. Bugün tutsak olan arkadaşlarımız bir suçları olduğu için değil, bir sevdaları olduğu için tutukludurlar. Bu sevdayı anlamayanlar, gözleri zulümden başka bir şey göremeyen kalkıp AİHM kararını tanımıyoruz diyebiliyorlar ve hukuku yok saymayı marifet sayıyorlar. Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmemesi bu köprünün yıkımıdır. Ama bizde buradan tüm yoldaşlarımız gibi biz bu ülkede bu hukuk devletinin bu insan haklarından, bu hukuktan beslenen bir Cumhuriyeti var edeceğiz ve sende bunu böyle bil. “ diye konuştu. ‘BUNLARIN KODLARI İTTİHATÇIDIR’ “Bu ülkenin ittihatçı aklı, ittihatçı kodları bu iktidarın ittihatçı yaklaşımı ile katliamcı zihniyetle yoluna devam etmek istiyor” diyerek konuşmasını sürdüren Temelli, “ Artık buna izin vermeyelim ve bunu herkese çok iyi anlatmalıyız. Bugün 19 Aralık…Maraş ve Cezaevi katliamlarının yıldönümleri. Hiç birini unutmadık, o acılarla yaşamaya devam ediyoruz. Bu ülke, bu coğrafyanın katliam tarihine son verelim istiyoruz. Bu acılarımızı unutmadık ve hiçbir zaman unutmayacağız. Bu ülkede herkesin payına acı düştü, katliam düştü ve en çok Kürtler bunu yaşadı ve bu yüzden barış ve demokrasi diyoruz. Hep birlikte yan yana artık bu acıların bir daha yaşanmaması için birlikte mücadele edelim. Yan yana duralım, bu zulme son verelim. Bugün hala cezaevlerinde işkence ve zulüm var. Sise Ana hala cezaevindedir, 1 yaşında ki bebek ile 80 yaşında ki Sise anne cezaevindedir. İşte zulüm budur. Bütün bir ülkeyi cezaevine çevirdiler ve tutsak almak istiyorlar. Bizler barış, özgürlük, demokrasi istiyoruz. “ dedi. SAVCI VE HAKİMLERE ÇAĞRI : CESUR OLUN Temelli : “Bugün bu ülkede adalet kalmadı, mahkeme salonlarında dahi adalet kalmadı. Figen Yüksekdağ’a buradan selamlarımı yolluyorum. Figen gibi, Gülten gibi, Sebahat gibi binlerce kadın yoldaşım tutsak. Çünkü bu iktidar erkek egemen zihniyetiyle kadınlara zulüm etmeye devam ediyor. Çünkü faşizm erkek egemendir ve iktidarlarını sürdürmenin yolu kadını yok saymaktır. HDP’ye düşmanlıkları bu yüzdendir. Türkiye’de kadına yönelik şiddette ilk sırada yer alıyor, kadına yönelik şiddeti meşru görüyor ve bu kültürü büyütüyor. Tüm kadınlar faşizme karşı yan yana gelmeli ve en güçlü desteği kadın yoldaşlarımız vermelidir. Bu ülkenin yargıçları, hepsi olmasa da önemli bir kısmı cübbelerini Cumhurbaşkanının önünde iliklemeye kalktılar. O cübbelerin iliksiz olduğunu bile unutmuşlardı. Bundan daha kötüsünü gördük, yakalarına AKP rozeti taktılar. AKP’nin ilçe teşkilatları gibi hüküm verdiler. Buradan tüm yargıçlara sesleniyorum hukuka, yasalara sahip çıkın… Cesur olun, iktidarın değil halkın hizmetinde olun. Adalet konusunda atacağınız ufak bir adım bile ülkemizi bu çıkmazdan çıkaracaktır. Bu yüzden gelin bu adaletsizliğe son verin, kararlarında bağımsız ve tarafsız yargının gereklerini yerine getirin. Eğer bunu yapmazsanız bu ülkeye kötülüktür. Tüm kamu görevlilerine sesleniyorum: Sizler Saray’ın elemanı değilsiniz, AKP teşkilatının üyesi değilsiniz, sizler bu halka hizmet için kamu görevlisisiniz. Bu halk sokağa çıkar, başkanını da, partisini de alkışlar. Siz bunu engelleyemezsiniz. Biz bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz, o zamanda bu suça ortak olan herkesten hesabını soracağız. Faşizmin sonu yakındır. İşte 31 Mart seçimlerinde sandığa gittiğimizde emin olun o gün iktidarın sonunun başlangıcı olacaktır.” ‘KAYYUMLARI 31 MART’TA SÜPÜRECEĞİZ’ Halktan süpürgesini hazırlamasını isteyen Temelli, “ Tüm kayyumcu zihniyeti çöpe süpüreceğiz, bu ülkeyi bu utançtan kurtaracağız. Ülkeyi cumhur ittifakı denilen bu garabetten kurtaracağız. Kayyum demek zulüm demek, bütün kayyumlar 96 belediyemize atanmış ve hepsi borçlanmış. Bu borçlanma karşılığında tek hayırlı bir iş yapmamışlar. Sadece yandaş müteahhitleri zengin etmişler. Biz bırakılan borçları ödemeyeceğiz, bu borçları kim yaptıysa gitsin o ödesin. Van’da kayyumu Trabzon’a göndermişler. Trabzonlu insanlarımıza çağrımız aman ha dikkat etsinler. Bu vicdansız 93 tane engelli vatandaşımızın tekerlekli sandalyesini elinden almış, sokak isimlerimizi değiştirmiş bu halkın tarihi ile kültürü ile alay etmiş, belediyeyi gasp etmiş. Kadına o kadar düşman ki kadın sığınma evlerini kapatmış. İşte Trabzon’a belediye başkanı olmak isteyen zat böyle bir zat. Trabzonlulara çağırımız bu kişiye izin vermemeleridir. Bu ülkeyi barışa demokrasiye kavuşturacaksak o zaman bu zihniyete her zaman karşı çıkmalıyız. “ ifadelerini kullandı. ‘SÜREKLİ BİR TERÖR HİKAYESİ ANLATIYORLAR’ Temelli konuşmasını şöyle sürdürdü : Şimdi Türkiye’de Kürt halkına yönelik şiddet yetmiyormuş gibi sınır dışına çıkmış Afrin’de bu halka zulüm ediyor. 7 yıldır aynı laf, aynı senaryo. Şengali, Maxmur’u bombaladınız sivilleri katlediyorsunuz. Kadın pazarı kurdular, bundan beter daha ne olabilir. Bütün bu zulmün sorumlusu bu iktidardır. Bunu bildiği için topluma sürekli bir terör hikayesini anlatıyor, sürekli bu ülkeyi terörize eden sizsiniz. Her ağzını açtığında nefret söylemi ve düşmanlıktan başka bir şey yok. Buna son vermenin yolu da haklarımıza sahip çıkmaktan geçiyor. Kazanacağız, mutlaka kazanacağız” 







Vanhaberdar