Sema Çelik Yazdı, ARGO DEĞİL KÜFÜR

TAKİP ET

Gazetemizin yazarı sevgili Sema Çelik Yazdı... ARGO DEĞİL KÜFÜR....

   Uzun yıllar Türkiye’de yaşamış, yine uzun yıllardır kanada da ikamet eden bir hanımefendi, geçenlerde ülkelerarası kültür farkıyla ilgili şöyle ir belirlemede bulundu : ‘’Biz ülkemizde küfürlü konuşmanın çok ayıpsandığı katı edep kurallarıyla büyütüldük. Burada(Kanada) günlük konuşma dilinde küfür kullanmıyorsan, yapmacık buluyorlar seni. Yani samimi buldukları her konuşmanın içinde bolca küfürlü sözcük var.’’

  Aslında hanımefendi ülkeden uzakta olduğundan; burada da durumun artık pek faklı olmadığını, küfür içerikli kelimelerin günlük konuşma ve sosyal medyada yazı diline bir hayli yerleştiğini, bu durumun normalleştiğini görememiş olsa gerek.

  Diller de; bütün canlı organizmalar gibi doğar, büyür- gelişir ve ölürler. Bu gerçek kabulümüz. Küresel dünyada artık bazı diller ortak dile dönüştüğü için, gelişen teknoloji, değişen dünya ile beraber dillerin de gelişip değişmesi, bazı kelimelerin ‘’eskiyip’’ yerine yeni kelimelerin dile yerleşmesi de kabulümüz. Ama dile yerleşen yeni kelimelerin küfür olması kabulümüz değil. Bütün dillerde küfür vardır, küfür içerikli atasözleri, özdeyişler de vardır. Ama bunlar günlük dilde her şeyde kullanılmaz. Şimdilerde üç harften oluşan küfür kısaltması var mesela, özellikle gençler onsuz cümle kuramıyor gibi. 

 Eskiden argo konuşmak diye bir söylem vardı. Bulmacalarda bile sorulacak kadar kendine has, gayet ağza alınır bir üstü örtülü söylemdi. Şimdikiler argo konuşmakla küfürlü konuşmak arasındaki ayrımı bile bilmiyor. Argo; anlamı örtülü olan, belli grupların kullandığı jargondur. Şu her şeyin sonuna, neredeyse nokta yerine kullanılan üç harfli kısaltma ise argo değil, dümdüz küfürdür. Bizler, küfretmek günahtır, kötüdür, kötü söz sahibinindir diyen anne babalarca büyütüldük, ne ara bir ekmek uzatsana, güzel görünüyor, hadi gel gibi gündelik cümlelerin sonuna bu küfürlü kısaltmayı sanki tatlı bir emoji gibi yerleştirilmesini normal karşılar olduk?

  Üstelik küfürler, hep kadın bedeni üzerinden yapılıyor. Bunun altında, yüzyılların birikmiş toplumsal cinsiyet gerçekliği var ki bu değil bir yazı konusu ciltler dolusu kitapların konusudur, tam bir kanayan yaradır. Daha acı olan nokta; yaygınlaşan bu küfür kısaltmasını erkeklerin kadar kadınların, genç kızların da kullanması. Kadın bedeni küfrün objesi oluyor, kadın da bu küfrü dillendirerek bu objeliği besliyor. Üstelik gençler bu küfürleri ‘’havalı’’ buluyor. Bir kısmı büyüdüğünü göstermek için kullanıyor. Oysa hangi yaşta olunursa olunsun küfür olgunlaşmamanın göstergesi.

 ‘’Küfür hem söyleyenin hem de dinleyenin zihninde kirlilik yaratır, oysa dünya yeterince kirli bunu daha da arttırma. ‘’ der bir düşünür.

Şu dillere pelesenk olmuş küfür kısaltmasının da; kirlilik olarak görenlerin sayısının artmasını, doğup gelişip ölen dil gerçekliğinde, erkenden eskiyip ölen bir kelime olarak tarihe karışmasını ben gibi düşünenlerle beraber temenni ediyorum. Umarım sayımız artar...

Sema Çelik yazar küfür Argo gibi düşünceler dünya