HDP Yerel Seçim Çalıştayı : Bütün Kürt Partiler Güç Birliği yapmalıdır

TAKİP ET

HDP'nin 'Yerel Seçim Çalıştayı' Diyarbakır HDP il binasında başladı. Toplantının açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli şu ifadeleri kullandı:

HDP’nin “Yerel Seçim Çalıştayı” Diyarbakır HDP il binasında başladı. Toplantının açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli şu ifadeleri kullandı: Pervin Buldan: Öncelikle cezaevinde rehin olarak tutulan belediye eşbaşkanlarımız şahsında Gültan Kışanak’ı, Bekir Kaya’yı, Nurhayat Altun’u sevgiyle selamlıyorum HDP’siz bir Parlamento öngörülüyordu Bu dönem sancılı, sıkıntılı bir dönem. 24 Haziran’da Türkiye halklarının ortak mücadelesiyle Parlamento’da güçlü temsiliyete giden yolu başarıyla tamamladık. Bu yol zorlu bir yoldu. Her türlü engellemeye rağmen, her türlü kriminalize etme yöntemine rağmen Parlamento’da güçlü bir temsiliyet sağladık. HDP’siz bir Parlamento öngörülüyordu ama biz HDP'nin temsiliyetini; Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Arapların, kadınların gençlerin olduğu bir temsiliyeti sağladık. Bu dönemin ikinci aşaması yerel seçimler. 31 Mart’ta gerçekleşecek olan seçimlerde, AKP’nin belediyeleri de HDP’siz bir kazanıma dönüştürme amacı var. Böyle bir süreçte yerel seçimlere hazırlanıyoruz. Yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmek için çalışacağız. Belediyelerimizi yeniden kazanmamız hükümeti çözülmeye götürecek Belediyelerimizi yeniden kazanacağız. Bizim olmayan belediyeleri de kazanacağız. Bunu başarabilirsek, bu hükümeti çözülmeye götürecek. Bu aynı zamanda kayyum zihniyetinin ve tahakkümcü zihniyetin çöküşü anlamına gelecek. Bunu başarabilmek için seferberlik ruhu ile çalışacağız. Ne Kürt halkı eski Kürt halkı ne de dünya eski dünya Şu anda tekçi sistemin önündeki tek engel HDP. Ancak görmedikleri tek şey şu; ne Kürt halkı eski Kürt halkı ne de dünya eski dünya. Özellikle Kürt halkı yıllardır kimliği için mücadele eden büyük bir halk, bunu görmüyorlar. Her gün kayyum tehditleri savurmaları kaybettiklerinin göstergesidir Erdoğan ve yardımcılarının, İçişleri Bakanı’nın kayyum atadıkları yerler başta olmak üzere HDP’ye savurdukları tehditlere asla inanmayın. Bu sözleri belediyeleri kaybedeceklerinin itirafıdır. Her gün kayyum tehditleri savurmaları kaybettiklerinin göstergesidir. Her türlü tehditlerine, yok sayma çabalarına rağmen bir kez daha kazanacağız. Bize düşen belediyelerimizi ve daha fazlasını geri almaktır O kayyumlar gidecek. Kapısına beton duvar ördükleri, bariyerlerle korumaya çalıştıkları o belediyelerin içinde halklarımızın iradesi kaldı. Diyarbakır Belediyesi’nin içinde sevgili Gültan Kışanak ve Diyarbakır halkının iradesi kaldı. Van Belediyesi’nin içinde Bekir Kaya ve onun şahsında Van halkının iradesi kaldı. Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin içinde sevgili Ahmet Türk ve onun şahsında Mardin halkının iradesi kaldı. Ağrı Belediyesi’nin içinde sevgili Sırrı Sakık ve onun şahsında Ağrı halkının iradesi kaldı. Şimdi bize düşen o belediyelerimizi ve daha fazlasını geri almaktır. Yerel yönetimlerimize saldırmalarının bir nedeni de kadınların yükselen gücüdür Seçimlerin en önemli öznesi kadınlardır. Kadınsız özgürlük, kadınsız yönetim olmaz. Eşbaşkanlık sistemini her yerde işlettiğimiz gibi, sadece belediyelerde değil karar mekanizmalarında, siyasetin her alanında kadınların eşit temsiliyetini hedef olarak önümüze koyduk. Bu dönem yerel seçimlerde bir kez daha eşit temsiliyet ilkemizi hayata geçireceğiz. Çünkü yerel yönetimlerimize saldırmalarının bir nedeni de kadınların yükselen gücüdür. Duydukları korku bunun göstergesidir. Kayyumların ilk icraatları kadın kurumlarımızı kapatmak olmuştur. Belediyelerimizin açtığı kadın kurumları kayyumlar tarafından kapatılmış yerlerini kayyum zihniyeti almıştır. Bir kez daha o kurumları açmak bizim asli görevimizdir. O kurumların yeniden açılması ile kadınların bir kez daha söz ve karar sahibi olmalarının önü açılacaktır. Bu seçimde daha geniş bir ittifakı geliştirmeyi önemsiyoruz Bir önemli konu da ittifaklar meselesi. Önceki seçimlerde kısmi ittifaklar gerçekleştirsek de bu yeterli değildi. Bu seçimde daha geniş bir ittifakı geliştirmeyi önemsiyoruz. Bütün Kürt partileri güç birliği yapmalıdır Kürtlere saldırı, kazanımlara saldırı bu süreçte sadece belediyelere değil bütün Kürt halkına saldırı anlamına gelir. Atanan kayyumların amacının Kürt halkının iradesini gasp etmek olduğunu biliyoruz. Bütün Kürt partilerinin güç birliği yaparak bu seçimleri birlikte kazanmasının elzem olduğunu ifade etmek istiyorum. Kürt halkının da bizlerden beklentisi bu. O atanan kayyumlar Kürdün varlığına atanmıştır. Bu yüzden bu yerel seçimlerde güç birliğine ihtiyaç var. Bu yüzden bu kadar hassas bir konu ve süreçte iktidara yanıtımızı hep beraber vermeliyiz. Amed’deki tüm Kürdistani partilere, bizimle birlikte olmak isteyen herkese bu çağrıyı bir kez daha yapıyoruz. 31 Mart’ta insanlar, doğa, su, taş, her yer özgürleşecek Bizler belediyeleri kazandığımızda aynı zamanda doğayı, ağaçları, suları, ormanları, toprağı da kazanacağız. Çünkü 16 yıldır Kürtlerin ormanlarına, Ege’nin zeytinliklerine, Lazların derelerine saldırdıklarını biliyoruz. 31 Mart ile birlikte bu ülkede insanların, doğanın evrenin, suyun, taşın her yerin özgürlüşeceğine olan inancımla hepinize başarılar diliyorum. Yolunuz ve yolumuz açık olsun. Sezai Temelli: Rehin tutulan tüm yoldaşlarımı selamlıyorum. İnanıyorum ki en kısa zamanda aramızda olacaklar. Bu çalıştay çok önemli bir çalıştay. Bu çalıştaya gelene kadar yapılmış birçok çalışma var ve bundan sonrasını birlikte ortaklaştıracağız. Bu, yerel seçimler kampanyamızın da ilk adımı olacak. Bugüne kadar yaptığımız altyapı çalışmalarıyla birlikte bundan sonrasını da çok güçlü ve kararlı bir şekilde örgütleyeceğiz. Sokağa mahalleye ineceğiz. Bu ülkeyi bu kayyumcu zihniyetten hep birlikte kurtaracağız. Sadece belediyeleri kazanmak için değil, ülkeyi dönüştürmek için çalışacağız Çalıştayımıza belki bazı soruları sorarak başlamamız gerekecek. Nasıl bir kent, nasıl bir ülke, nasıl bir yönetim istiyoruz? Biz yeni bir yolculuğa çıkmıyoruz. 40 yıllık mücadeleden aldığımız güçle uzun soluklu bir yolculuğun yeni etabına başlıyoruz. Bu, çok önemli ve kritik bir etap. Geçmişin birikimlerini kararlı bir şekilde geleceğe taşıyacağız. Sadece belediyeleri kazanmak için değil, bir ülkeyi, bir coğrafyayı dönüştürmek için daha güçlü adımlar atacağız. Bu etap önemli bir etap. İktidar bize her gün saldırıyorsa sebebi kararlı mücadelemizdir Bugün 24 Haziran seçimlerine giderken söylediğimiz gibi, seçimler bizim ve mücadelemiz için önemli uğraklardır. Her seçimde ortaya koyduğumuz başarı ile yeni bir dönemin başlangıcını yapıyoruz. Bugün karşımızdaki ceberut iktidar bize her gün saldırıyor, bizi tutsak almaya çalışıyorsa bunun arkasında bizim kararlı mücadelemiz var. Bu mücadele karşısında acze düşmüş iktidarın elinden gelse gelse kayyumculuk, rehine siyaseti gelir. Tam da buna karşı bu etapta yaptığımız çalışmalarla, fizibilite çalışmaları ile önemli bir adım attık. Burada önümüzdeki süreci birlikte konuşacağız ve önümüzdeki dönemin programını birlikte çıkaracağız. Savaştan ve çözümsüzlükten beslenen bir iktidar var karşımızda Bugün yaşadığımız ülke sorunlar yumağı içinde. Israrla söyledik. Dedik ki, “bu ülkede Kürt sorununu çözmeden hiçbir sorunu çözemezsiniz. Bırakın sorunları çözmeyi daha derin yerlere süreklersiniz. Kürt sorunu özgürlük sorunudur, demokrasi sorunudur.” Bırakın Kürt sorununda çözüm bulmayı zaman zaman sorunu derinleştirerek iktidarını da bunun üzerinden derinleştiriyor. Savaştan ve çözümsüzlükten beslenen bir iktidar var karşımızda. Bu iktidara karşı biz de varlığımızla irademizle bu sorunun çözümüne talibiz. Şimdi güçlü bir şekilde bir aradayız. Bütün toplumsal kesimlere tecrit uygulayan bir iktidar var İmralı tecridi özelinde bütün toplumsal kesimlere tecrit uygulayan bir iktidar var karşımızda. Demokratik siyasete saldırı gerçekleştiren bir iktidarla karşı karşıyayız. İktisadi alanı talan zihniyetiyle yöneten bu iktidar tüm sosyal ve ekonomik haklarımızı ellerimizden almaktadır. Ne yapmalı sorusuyla başlamıştık, şimdi nasıl yapacağımızı konuşuyoruz. Bu saldırıları gerçekleştiren iktidara karşı ne yapmalı nasıl yapmalı sorusu sorulduğunda bizi var eden fikriyat etrafında buluşma ve birlikte mücadele etme önemli bir adımdır. Yerel seçimler bu anlamıyla bizim için çok önemli bir eşiği gösteriyor. Bugün iktidar merkezi vesayet üzerinde kendisini var etti. Bununla yetinmedi, merkezi vesayetin yerellerini kayyumlaştırdı. O zaman bu kayyumcu anlayışa karşı mücadelemizi yerel demokrasi etrafında oluşturacağız. HDP bu mücadeleyi radikal demokrasi etrafında örmüştür. Radikal demokrasi bütün farklılıklarımızla yan yana gelmek, demokratik toplum, ulus ve demokratik cumhuriyeti var etmektir. Çöküşten çıkış için en önemli adım radikal demokrasi ile yerel demokrasiyi var etmektir Bizim emekten, doğadan yana, kadın eşit temsiliyetine dayalı anlayışımız radikal demokrasinin mücadele hatlarını da göstermektedir. Bugün sürüklendiğimiz çöküşten çıkmak için en önemli adım radikal demokrasi anlayışıyla yerel demokrasiyi var etmekten geliyor. Çözüm buradadır. Bu çözüm sadece Kürdistan için Kürt illeri için aslında Türkiye ve Orta Doğu ve insanlığın geleceği için çözümdür. Bu denli iddialı ve kararlıyız. Radikal demokrasi söylemimizle, yerel demokrasi anlayışımızla bu buluşmaya herkesi davet ettiğimizde emeğin mücadelesini başat hale getirmek istiyoruz. Kadınlar, gençler, işçiler, işsizler, çiftçiler, esnaf; toplumun tüm kesimleriyle yan yana gelerek ortak aklı var etmek istiyoruz. Bunu da başaracağız. Kentlerimize sahip çıkacağız, geleceğimize sahip çıkacağız. Kentlerimizin tarihsel kültürel dokularını koruyacağız. Onların tahrip edilmesine, yok edilmesine, hafızalarımızın silinmesine engel olacağız. Tüm çatışma alanlarını var eden bugünkü iktidar ve sermaye anlayışıdır Kentsel barışı var edeceğiz, toplumsal barışı var edeceğiz. Bizi bir arada tutan en önemli şey toplumsal barış. Tüm çatışma alanlarını var eden bugünkü iktidar ve sermaye anlayışıdır. Kapitalist sistemin ve ceberut iktidarın ayrımcılığı güçlendirmesi haklarımıza musallat olmasından kaynaklanıyor. Haklarımıza sahip çıkacağız. Kentsel haklarımız yaşamsal haklarımızdır. Yoksulluk ve işsizlikle mücadele edeceğiz. Bu iktidar yoksulluğu yönetiyor, yedek işsiz ordusuyla tüm emekçileri çalıştırıyor. Ve bu ücret politikasıyla da tüm dünyaya bu ülkenin emeğini pazarlıyor. Şerif Camcı ve Bekir Kaya’ya selamlarımı söylüyorum. Yoksullukla mücadele ediyorlardı, halklarımızın yanında yer alıyorlardı. Bir suçları olduğu için bir sevdaları olduğu için tutsaklar. Bu sevdadır bizi güçlü kılan. Onlara sözümüz olsun, onlar özgür kalana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Kentsel ve toplumsal barışı var ederken sosyal hakları da var edeceğiz Bakın bu kayyumcu zihniyet OHAL döneminde Sarmaşık Derneği’ni kapattı. 32 bin insana ulaşan bir dernek. Bu 32 bin insan gıda yoksulluğu çekiyordu, sokaktaydı. Daha da büyüyüp daha fazla insana ulaşmaya çalışan bu dernek kapatıldı. Çünkü sosyal yardım programı ile kendisini var eden bu iktidar, sosyal hakları gasp etmek üzerinden var oluyordu o yüzden bu alanlara saldırıları gerçekleştirdi. Biz kentsel ve toplumsal barışı var ederken sosyal hakları da var edeceğiz. Kentlerimizde kentsel kamu hizmetini ortaklaşarak güçlendiren anlayışımızla hep birlikte üreteceğiz. Her türlü kamu hizmetini nitelikli, eşitlikçi çözümlerle hayata geçireceğiz. Geçenlerde ismini değiştirmek isteyen bir öğretmen arkadaşımız, esas adı olan ve kimliğine yazılmayan Sozdar adını almak istiyor. Yargıcın verdiği karara bakın. Bu isimle öğretmenlik yapamazsın. Biz de diyoruz ki, “ismimizle de, kimliğimizle de öğretmenlik de yaparız, doktorluk da yaparız”. Taban demokrasisi ve katılımcı bütçe Yerelin iradesi yerelin vergi kaynaklarını da yönetmelidir. Yerelin vergi tabanını oluşturmalıyız. Bu yerel demokrasi çerçevesinde katılımcı bütçe oluşturmak demektir. Taban demokrasisi ve katılımcı bütçe anlayışıyla yapacağız çalışmalarımızı. Bu, merkezi bütçeden alacağımız haklardan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Bizler bu vergileri kendimize, geleceğimize sahip çıkmak için veriyoruz ve bunlara sahip çıkacağız. Bakın iktidar tehditlerini savururken tek bütçe anlayışıyla bu hakları da gasp etmek peşinde. Tablo bu. Haklarımıza geleceğimize sahip çıkabilmek için bunlara son verebiliriz. Önümüzdeki seçimler böyle bir fırsatı karşımıza getirebilir. Mücadelemiz bu yönde olacaktır. Geleceğimize sahip çıkmak için yan yana gelebiliriz Bunu başarabilmek için hem Kürdistan’da hem Türkiye’nin her yerinde tüm toplumsal kesimleri yan yana gelmeye, ittifakı gerçek anlamına kavuşturmaya çağırıyoruz. Tüm halklar; hangi partiden olursa, kime oy vermiş olursa, hangi inanç ve düşünceden olursa şimdi yan yana gelebiliriz. Kentimize, geleceğimize sahip çıkmak için yan yana gelebiliriz. Gerçek ittifaklar bu şekilde var olacaktır. Siyasi partiler bu ittifak arayışını görmek ve onları kendilerine rehber etmek zorundadır. Bugün aday yarıştırma değil adaylar üzerinden ortaklaşma zamanıdır Biz de hem adaylarımızı belirlerken hem de yönetim anlayışımızı belirlerken sosyolojiyi, dinamikleri çok iyi biliyoruz. Ama bugün asgari müştereklerde buluşma zamanıdır. Bugün aday yarıştırma değil adaylar üzerinden ortaklaşma zamanıdır. Tüm emek ve demokrasi güçlerini, bu ceberut iktidardan kurtulmak isteyen herkesi bu ittifaka davet ediyoruz. Biz sadece belediyeleri kazanmış olmayacağız, bizim bir hayalimiz ve umudumuz var; bu ülkeyi dönüştüreceğiz. Özgürlük gelsin diye mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu çalıştayın çalışmalarımıza önemli katkılar sunacağına inanıyorum, arkadaşlarıma başarılar diliyorum. 



OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.vanhaberdar.com/guncel/hdp-yerel-secim-calistayi-butun-kurt-partiler-guc-birligi-h15696.html



VanhaberdarHDP’nin “Yerel Seçim Çalıştayı” Diyarbakır HDP il binasında başladı. Toplantının açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli şu ifadeleri kullandı: Pervin Buldan: Öncelikle cezaevinde rehin olarak tutulan belediye eşbaşkanlarımız şahsında Gültan Kışanak’ı, Bekir Kaya’yı, Nurhayat Altun’u sevgiyle selamlıyorum HDP’siz bir Parlamento öngörülüyordu Bu dönem sancılı, sıkıntılı bir dönem. 24 Haziran’da Türkiye halklarının ortak mücadelesiyle Parlamento’da güçlü temsiliyete giden yolu başarıyla tamamladık. Bu yol zorlu bir yoldu. Her türlü engellemeye rağmen, her türlü kriminalize etme yöntemine rağmen Parlamento’da güçlü bir temsiliyet sağladık. HDP’siz bir Parlamento öngörülüyordu ama biz HDP'nin temsiliyetini; Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Arapların, kadınların gençlerin olduğu bir temsiliyeti sağladık. Bu dönemin ikinci aşaması yerel seçimler. 31 Mart’ta gerçekleşecek olan seçimlerde, AKP’nin belediyeleri de HDP’siz bir kazanıma dönüştürme amacı var. Böyle bir süreçte yerel seçimlere hazırlanıyoruz. Yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmek için çalışacağız. Belediyelerimizi yeniden kazanmamız hükümeti çözülmeye götürecek Belediyelerimizi yeniden kazanacağız. Bizim olmayan belediyeleri de kazanacağız. Bunu başarabilirsek, bu hükümeti çözülmeye götürecek. Bu aynı zamanda kayyum zihniyetinin ve tahakkümcü zihniyetin çöküşü anlamına gelecek. Bunu başarabilmek için seferberlik ruhu ile çalışacağız. Ne Kürt halkı eski Kürt halkı ne de dünya eski dünya Şu anda tekçi sistemin önündeki tek engel HDP. Ancak görmedikleri tek şey şu; ne Kürt halkı eski Kürt halkı ne de dünya eski dünya. Özellikle Kürt halkı yıllardır kimliği için mücadele eden büyük bir halk, bunu görmüyorlar. Her gün kayyum tehditleri savurmaları kaybettiklerinin göstergesidir Erdoğan ve yardımcılarının, İçişleri Bakanı’nın kayyum atadıkları yerler başta olmak üzere HDP’ye savurdukları tehditlere asla inanmayın. Bu sözleri belediyeleri kaybedeceklerinin itirafıdır. Her gün kayyum tehditleri savurmaları kaybettiklerinin göstergesidir. Her türlü tehditlerine, yok sayma çabalarına rağmen bir kez daha kazanacağız. Bize düşen belediyelerimizi ve daha fazlasını geri almaktır O kayyumlar gidecek. Kapısına beton duvar ördükleri, bariyerlerle korumaya çalıştıkları o belediyelerin içinde halklarımızın iradesi kaldı. Diyarbakır Belediyesi’nin içinde sevgili Gültan Kışanak ve Diyarbakır halkının iradesi kaldı. Van Belediyesi’nin içinde Bekir Kaya ve onun şahsında Van halkının iradesi kaldı. Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin içinde sevgili Ahmet Türk ve onun şahsında Mardin halkının iradesi kaldı. Ağrı Belediyesi’nin içinde sevgili Sırrı Sakık ve onun şahsında Ağrı halkının iradesi kaldı. Şimdi bize düşen o belediyelerimizi ve daha fazlasını geri almaktır. Yerel yönetimlerimize saldırmalarının bir nedeni de kadınların yükselen gücüdür Seçimlerin en önemli öznesi kadınlardır. Kadınsız özgürlük, kadınsız yönetim olmaz. Eşbaşkanlık sistemini her yerde işlettiğimiz gibi, sadece belediyelerde değil karar mekanizmalarında, siyasetin her alanında kadınların eşit temsiliyetini hedef olarak önümüze koyduk. Bu dönem yerel seçimlerde bir kez daha eşit temsiliyet ilkemizi hayata geçireceğiz. Çünkü yerel yönetimlerimize saldırmalarının bir nedeni de kadınların yükselen gücüdür. Duydukları korku bunun göstergesidir. Kayyumların ilk icraatları kadın kurumlarımızı kapatmak olmuştur. Belediyelerimizin açtığı kadın kurumları kayyumlar tarafından kapatılmış yerlerini kayyum zihniyeti almıştır. Bir kez daha o kurumları açmak bizim asli görevimizdir. O kurumların yeniden açılması ile kadınların bir kez daha söz ve karar sahibi olmalarının önü açılacaktır. Bu seçimde daha geniş bir ittifakı geliştirmeyi önemsiyoruz Bir önemli konu da ittifaklar meselesi. Önceki seçimlerde kısmi ittifaklar gerçekleştirsek de bu yeterli değildi. Bu seçimde daha geniş bir ittifakı geliştirmeyi önemsiyoruz. Bütün Kürt partileri güç birliği yapmalıdır Kürtlere saldırı, kazanımlara saldırı bu süreçte sadece belediyelere değil bütün Kürt halkına saldırı anlamına gelir. Atanan kayyumların amacının Kürt halkının iradesini gasp etmek olduğunu biliyoruz. Bütün Kürt partilerinin güç birliği yaparak bu seçimleri birlikte kazanmasının elzem olduğunu ifade etmek istiyorum. Kürt halkının da bizlerden beklentisi bu. O atanan kayyumlar Kürdün varlığına atanmıştır. Bu yüzden bu yerel seçimlerde güç birliğine ihtiyaç var. Bu yüzden bu kadar hassas bir konu ve süreçte iktidara yanıtımızı hep beraber vermeliyiz. Amed’deki tüm Kürdistani partilere, bizimle birlikte olmak isteyen herkese bu çağrıyı bir kez daha yapıyoruz. 31 Mart’ta insanlar, doğa, su, taş, her yer özgürleşecek Bizler belediyeleri kazandığımızda aynı zamanda doğayı, ağaçları, suları, ormanları, toprağı da kazanacağız. Çünkü 16 yıldır Kürtlerin ormanlarına, Ege’nin zeytinliklerine, Lazların derelerine saldırdıklarını biliyoruz. 31 Mart ile birlikte bu ülkede insanların, doğanın evrenin, suyun, taşın her yerin özgürlüşeceğine olan inancımla hepinize başarılar diliyorum. Yolunuz ve yolumuz açık olsun. Sezai Temelli: Rehin tutulan tüm yoldaşlarımı selamlıyorum. İnanıyorum ki en kısa zamanda aramızda olacaklar. Bu çalıştay çok önemli bir çalıştay. Bu çalıştaya gelene kadar yapılmış birçok çalışma var ve bundan sonrasını birlikte ortaklaştıracağız. Bu, yerel seçimler kampanyamızın da ilk adımı olacak. Bugüne kadar yaptığımız altyapı çalışmalarıyla birlikte bundan sonrasını da çok güçlü ve kararlı bir şekilde örgütleyeceğiz. Sokağa mahalleye ineceğiz. Bu ülkeyi bu kayyumcu zihniyetten hep birlikte kurtaracağız. Sadece belediyeleri kazanmak için değil, ülkeyi dönüştürmek için çalışacağız Çalıştayımıza belki bazı soruları sorarak başlamamız gerekecek. Nasıl bir kent, nasıl bir ülke, nasıl bir yönetim istiyoruz? Biz yeni bir yolculuğa çıkmıyoruz. 40 yıllık mücadeleden aldığımız güçle uzun soluklu bir yolculuğun yeni etabına başlıyoruz. Bu, çok önemli ve kritik bir etap. Geçmişin birikimlerini kararlı bir şekilde geleceğe taşıyacağız. Sadece belediyeleri kazanmak için değil, bir ülkeyi, bir coğrafyayı dönüştürmek için daha güçlü adımlar atacağız. Bu etap önemli bir etap. İktidar bize her gün saldırıyorsa sebebi kararlı mücadelemizdir Bugün 24 Haziran seçimlerine giderken söylediğimiz gibi, seçimler bizim ve mücadelemiz için önemli uğraklardır. Her seçimde ortaya koyduğumuz başarı ile yeni bir dönemin başlangıcını yapıyoruz. Bugün karşımızdaki ceberut iktidar bize her gün saldırıyor, bizi tutsak almaya çalışıyorsa bunun arkasında bizim kararlı mücadelemiz var. Bu mücadele karşısında acze düşmüş iktidarın elinden gelse gelse kayyumculuk, rehine siyaseti gelir. Tam da buna karşı bu etapta yaptığımız çalışmalarla, fizibilite çalışmaları ile önemli bir adım attık. Burada önümüzdeki süreci birlikte konuşacağız ve önümüzdeki dönemin programını birlikte çıkaracağız. Savaştan ve çözümsüzlükten beslenen bir iktidar var karşımızda Bugün yaşadığımız ülke sorunlar yumağı içinde. Israrla söyledik. Dedik ki, “bu ülkede Kürt sorununu çözmeden hiçbir sorunu çözemezsiniz. Bırakın sorunları çözmeyi daha derin yerlere süreklersiniz. Kürt sorunu özgürlük sorunudur, demokrasi sorunudur.” Bırakın Kürt sorununda çözüm bulmayı zaman zaman sorunu derinleştirerek iktidarını da bunun üzerinden derinleştiriyor. Savaştan ve çözümsüzlükten beslenen bir iktidar var karşımızda. Bu iktidara karşı biz de varlığımızla irademizle bu sorunun çözümüne talibiz. Şimdi güçlü bir şekilde bir aradayız. Bütün toplumsal kesimlere tecrit uygulayan bir iktidar var İmralı tecridi özelinde bütün toplumsal kesimlere tecrit uygulayan bir iktidar var karşımızda. Demokratik siyasete saldırı gerçekleştiren bir iktidarla karşı karşıyayız. İktisadi alanı talan zihniyetiyle yöneten bu iktidar tüm sosyal ve ekonomik haklarımızı ellerimizden almaktadır. Ne yapmalı sorusuyla başlamıştık, şimdi nasıl yapacağımızı konuşuyoruz. Bu saldırıları gerçekleştiren iktidara karşı ne yapmalı nasıl yapmalı sorusu sorulduğunda bizi var eden fikriyat etrafında buluşma ve birlikte mücadele etme önemli bir adımdır. Yerel seçimler bu anlamıyla bizim için çok önemli bir eşiği gösteriyor. Bugün iktidar merkezi vesayet üzerinde kendisini var etti. Bununla yetinmedi, merkezi vesayetin yerellerini kayyumlaştırdı. O zaman bu kayyumcu anlayışa karşı mücadelemizi yerel demokrasi etrafında oluşturacağız. HDP bu mücadeleyi radikal demokrasi etrafında örmüştür. Radikal demokrasi bütün farklılıklarımızla yan yana gelmek, demokratik toplum, ulus ve demokratik cumhuriyeti var etmektir. Çöküşten çıkış için en önemli adım radikal demokrasi ile yerel demokrasiyi var etmektir Bizim emekten, doğadan yana, kadın eşit temsiliyetine dayalı anlayışımız radikal demokrasinin mücadele hatlarını da göstermektedir. Bugün sürüklendiğimiz çöküşten çıkmak için en önemli adım radikal demokrasi anlayışıyla yerel demokrasiyi var etmekten geliyor. Çözüm buradadır. Bu çözüm sadece Kürdistan için Kürt illeri için aslında Türkiye ve Orta Doğu ve insanlığın geleceği için çözümdür. Bu denli iddialı ve kararlıyız. Radikal demokrasi söylemimizle, yerel demokrasi anlayışımızla bu buluşmaya herkesi davet ettiğimizde emeğin mücadelesini başat hale getirmek istiyoruz. Kadınlar, gençler, işçiler, işsizler, çiftçiler, esnaf; toplumun tüm kesimleriyle yan yana gelerek ortak aklı var etmek istiyoruz. Bunu da başaracağız. Kentlerimize sahip çıkacağız, geleceğimize sahip çıkacağız. Kentlerimizin tarihsel kültürel dokularını koruyacağız. Onların tahrip edilmesine, yok edilmesine, hafızalarımızın silinmesine engel olacağız. Tüm çatışma alanlarını var eden bugünkü iktidar ve sermaye anlayışıdır Kentsel barışı var edeceğiz, toplumsal barışı var edeceğiz. Bizi bir arada tutan en önemli şey toplumsal barış. Tüm çatışma alanlarını var eden bugünkü iktidar ve sermaye anlayışıdır. Kapitalist sistemin ve ceberut iktidarın ayrımcılığı güçlendirmesi haklarımıza musallat olmasından kaynaklanıyor. Haklarımıza sahip çıkacağız. Kentsel haklarımız yaşamsal haklarımızdır. Yoksulluk ve işsizlikle mücadele edeceğiz. Bu iktidar yoksulluğu yönetiyor, yedek işsiz ordusuyla tüm emekçileri çalıştırıyor. Ve bu ücret politikasıyla da tüm dünyaya bu ülkenin emeğini pazarlıyor. Şerif Camcı ve Bekir Kaya’ya selamlarımı söylüyorum. Yoksullukla mücadele ediyorlardı, halklarımızın yanında yer alıyorlardı. Bir suçları olduğu için bir sevdaları olduğu için tutsaklar. Bu sevdadır bizi güçlü kılan. Onlara sözümüz olsun, onlar özgür kalana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Kentsel ve toplumsal barışı var ederken sosyal hakları da var edeceğiz Bakın bu kayyumcu zihniyet OHAL döneminde Sarmaşık Derneği’ni kapattı. 32 bin insana ulaşan bir dernek. Bu 32 bin insan gıda yoksulluğu çekiyordu, sokaktaydı. Daha da büyüyüp daha fazla insana ulaşmaya çalışan bu dernek kapatıldı. Çünkü sosyal yardım programı ile kendisini var eden bu iktidar, sosyal hakları gasp etmek üzerinden var oluyordu o yüzden bu alanlara saldırıları gerçekleştirdi. Biz kentsel ve toplumsal barışı var ederken sosyal hakları da var edeceğiz. Kentlerimizde kentsel kamu hizmetini ortaklaşarak güçlendiren anlayışımızla hep birlikte üreteceğiz. Her türlü kamu hizmetini nitelikli, eşitlikçi çözümlerle hayata geçireceğiz. Geçenlerde ismini değiştirmek isteyen bir öğretmen arkadaşımız, esas adı olan ve kimliğine yazılmayan Sozdar adını almak istiyor. Yargıcın verdiği karara bakın. Bu isimle öğretmenlik yapamazsın. Biz de diyoruz ki, “ismimizle de, kimliğimizle de öğretmenlik de yaparız, doktorluk da yaparız”. Taban demokrasisi ve katılımcı bütçe Yerelin iradesi yerelin vergi kaynaklarını da yönetmelidir. Yerelin vergi tabanını oluşturmalıyız. Bu yerel demokrasi çerçevesinde katılımcı bütçe oluşturmak demektir. Taban demokrasisi ve katılımcı bütçe anlayışıyla yapacağız çalışmalarımızı. Bu, merkezi bütçeden alacağımız haklardan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Bizler bu vergileri kendimize, geleceğimize sahip çıkmak için veriyoruz ve bunlara sahip çıkacağız. Bakın iktidar tehditlerini savururken tek bütçe anlayışıyla bu hakları da gasp etmek peşinde. Tablo bu. Haklarımıza geleceğimize sahip çıkabilmek için bunlara son verebiliriz. Önümüzdeki seçimler böyle bir fırsatı karşımıza getirebilir. Mücadelemiz bu yönde olacaktır. Geleceğimize sahip çıkmak için yan yana gelebiliriz Bunu başarabilmek için hem Kürdistan’da hem Türkiye’nin her yerinde tüm toplumsal kesimleri yan yana gelmeye, ittifakı gerçek anlamına kavuşturmaya çağırıyoruz. Tüm halklar; hangi partiden olursa, kime oy vermiş olursa, hangi inanç ve düşünceden olursa şimdi yan yana gelebiliriz. Kentimize, geleceğimize sahip çıkmak için yan yana gelebiliriz. Gerçek ittifaklar bu şekilde var olacaktır. Siyasi partiler bu ittifak arayışını görmek ve onları kendilerine rehber etmek zorundadır. Bugün aday yarıştırma değil adaylar üzerinden ortaklaşma zamanıdır Biz de hem adaylarımızı belirlerken hem de yönetim anlayışımızı belirlerken sosyolojiyi, dinamikleri çok iyi biliyoruz. Ama bugün asgari müştereklerde buluşma zamanıdır. Bugün aday yarıştırma değil adaylar üzerinden ortaklaşma zamanıdır. Tüm emek ve demokrasi güçlerini, bu ceberut iktidardan kurtulmak isteyen herkesi bu ittifaka davet ediyoruz. Biz sadece belediyeleri kazanmış olmayacağız, bizim bir hayalimiz ve umudumuz var; bu ülkeyi dönüştüreceğiz. Özgürlük gelsin diye mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu çalıştayın çalışmalarımıza önemli katkılar sunacağına inanıyorum, arkadaşlarıma başarılar diliyorum.