Erdoğan'dan uluslararası medyaya tepki

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Ödül Töreni'nde konuştu. Erdoğan, gerçeği bilmenin doğru bilgiye ulaşmanın her insanın en tabii hakkı olduğunu belirterek "Uluslararası basında Türkiye'nin başarıları kasıtlı bir şekilde görülmüyor" dedi.

VanTarafGazetesi -  umhurbaşkanı Erdoğan, Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Ödül Töreni'nde konuşuyor. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

"Derneğimizin bağımlılıkla mücadele ve gençlerimize sporun sevdirilmesi alanında düzenlediği sosyal sorumluluk projelerini memnuniyetle takip ediyorum. 

Derneğimize çalışmalarında başarılar diliyorum.

Basın-yayım sektörümüzde baş döndüren bir ilerleme olduğunu görüyoruz. 15 sene önce hayal bile edilemeyen birçok yenilik bugün hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi.

 

Dünyada sabit kalan yegane unsur değişimin ta kendisidir. Basın yayın sektörümüzü doğrudan ilgilendiren iletişim teknolojilerinde baş döndürücü bir ilerlemenin yaşandığını görüyoruz. Teknolojiye bağlı olarak yeni medya araçları ortaya çıkıyor. 10-15 sene önce hayal dahi edilemeyen birçok yenilik, bugün hayatımızın vazgeçilmezleri haline geldi

Yeni medya araçları fırsatların yanında çok ciddi tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Yalan haberlerin hakimiyeti doğrulara göre katbekat fazladır. İnternet dev bir malumat çöplüğü oluşturdu. Bilgiye erişim kolaylaşırken insanla hakikat arasındaki perde kalınlaşıyor.

Linç kültürü ve itibar suikastı çok büyük yaygınlık kazanıyor. İşin vahim tarafı çoğu zaman bu manipülasyonları kimlerin yaptığını bilemiyoruz. Provokatörler ve itibar suikastçıları internetin dehlizinde izlerini rahatça kaybettiriyor.

Dünyanın birçok ülkesi gibi Türkiye ve Türk demokrasisi de bu tehditten azade değildir. Son 6 yılda meydana gelen hadiseler bu acı gerçeği bize pek çok kez göstermiştir.

"ANA MUHALEFET FETÖ'NÜN SİYASİ UZANTISI GİBİ DAVRANDI"

17-25 Aralık'ta FETÖ'cüler eliyle hükümete yönelik darbe teşebbüsünde bulundular. 17-25 Aralık'ta ana muhalefet partisi de FETÖ'nün yalan furyasına arka çıktı. Ana muhalefet, FETÖ'nün siyasi uzantısı gibi davranmayı tercih etti.

Sosyal medya Gezi olaylarında provokasyon üssü olarak kullanıldı.

15 Temmuz gecesi yapılan haberleri bir utanç belgesi olarak halen hatırlıyoruz. Türk hükümeti aleyhine konuşacak insan bulamamaktan şikayet eden uluslararası basın kuruluşları bile oldu. Türk milletinin dünya demokrasi tarihine geçecek şanlı direnişi ısrarla görmezden gelindi.

Gerçeği bilmek, doğru bilgiye ulaşmak her insanın en tabii hakkı.

Hedef ve vizyonlar hayatın her alanında yeni bir inşa sürecini ifade ediyor.

Halk adına gözcülük yapan bir medya düzenini savunuyoruz.

Biz daha çoğulcu bir Türkiye arzuluyoruz. Türkiye ne basın özgürlüğünden ne de milli güvenliğinden taviz verebilir

HAK ETTİĞİ KARŞILIĞI BULMUYOR

Kendilerini özgür ve tarafsız diye tanımlayan yabancı medya organlarının mesele Türkiye olunca, gazetecilik yapmak yerine nasıl birer propaganda makinesine dönüştüğünü hep birlikte gördük. Özellikle 15 Temmuz gecesi yapılan haberleri, bir utanç belgesi olarak halen hatırlıyoruz. Darbenin başarısız olmasının getirdiği hayal kırıklığına ertesi gün atılan manşetlerde bizzat şahitlik ettik. Türk hükümeti aleyhine konuşacak insan bulamamaktan şikayet eden uluslararası basın kuruluşları bile oldu. Bunları da gördük. Birçok medya kuruluşu darbecileri aklamaya çalışırken Türk milletinin dünya demokrasi tarihine geçecek şanlı direnişi ısrarla görmezden gelindi. Bu tarafgirliğin varlığını güçlü bir şekilde devam ettirdiği de bir hakikattır. 

Ekonomide, demokraside, terörle mücadelede, bölgesel barış ve istikrarı koruma yönünde attığımız adımlar, uluslararası medyada bugün de hak ettiği karşılığı bulmuyor. Dünyanın hemen her ülkesinde yaşanabilecek sıkıntılar, abartılarak manşetlere taşınırken Türkiye'nin başarıları kasıtlı bir şekilde görülmüyor. Söz konusu milletimiz olunca bağımsızlığın yerini yandaşlık, doğrunun yerini çarpıtma, tarafsızlığın yerini ise önyargılar alıyor.

 CANINI FEDA EDEN, CESARET ABİDELERİNİ DE GÖRDÜM

Demokrasiye sahip çıkmak yerine darbeleri alkışlayan, gerçeğin peşinde koşmak yerine hakikati katleden gazetelere de şahit olduk. Terör örgütlerine tetikçilik yapan, kalemini ve klavyesini şiddeti övmek için kullanan gazeteci kılıklı şahıslarda var ama aynı zamanda foto muhabiri şehit Mustafa Cambaz gibi gerektiğinde vatanımızın istiklal ve istikbali uğruna canını feda eden, cesaret abidelerini de gördüm.

Bizim medyamızın gerçek temsilcileri, Mustafa Cambaz gibi gözünü kırpmadan şehadete yürüyen kahramanlardır. Bizim medyamızın sembolleri kışın soğuğuna, yazın sıcağına aldırmadan hakikat peşinde koşanlardır. Hakikatin, hatırını yere düşürmeyen tüm gazetecilerimize, muhabirlerimize de buradan şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İnşallah sizlerin gayretleri ve çabalarıyla Türkiye'yi diğer alanlarda olduğu gibi basın yayın sektöründe de çok daha yukarılara taşıyacağız

Bayburt'ta görev sırasında uçurumdan düşerek hayatını kaybeden Anadolu Ajansı muhabiri Abdülkadir Nişancı'ya Allah'tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum."

 



haber7