Erdoğan'dan amirallerin skandal bildirisine sert tepki

TAKİP ET

Emekli amirallerin skandal diye nitelenen bildirisi büyük tepkiye neden olmuştu. Saat 15'te Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir değerlendirme toplantısı gerçekleşti. Başkan Erdoğan toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu. Gece yarısı yayımlanan bildirinin kesinlikle art niyetli bir girişim olduğunu belirten Başkan Erdoğan, "Kıbrıs'tan Karabağ'a kadar verdiğimiz mücadelenin hiçbirinde ülkemiz için destek bildirisi yayınladıklarını görmedik. 15 Temmuz hain darbe girişiminde milletimizin yanında olduklarını görmedik." dedi. İşte son dakika açıklamaları...








Emekli amiraller tarafından imzalanan ve açıkça bir darbe çağrışımında bulunan skandal bildiri Türkiye'nin gündeminin birinci sırasına oturdu. Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki değerlendirme toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Emekli amirallerin bildirisine sert tepki gösteren Başkan Erdoğan, "Gece yarısı yayımlanan bildiri kesinlikle art niyetli bir girişimdir. Kıbrıs'tan Karabağ'a kadar verdiğimiz mücadelenin hiçbirinde ülkemiz için destek bildirisi yayınladıklarını görmedik. 15 Temmuz hain darbe girişiminde milletimizin yanında olduklarını görmedik." ifadelerini kullandı.











"DESTEK BİLDİRİSİ YAYINLADIKLARINI GÖRMEDİK"

İşte Başkan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Gece yarısı yayımlanan bildiri kesinlikle art niyetli bir girişimdir. 104 tanesi bir araya gelerek darbe imalı bildiriler yayınlayamazlar. Hiçbir emekli kamu görevlisinin böyle bir yola tevessül etme hakkı yoktur. Kıbrıs'tan Karabağ'a kadar verdiğimiz mücadelenin hiçbirinde ülkemiz için destek bildirisi yayınladıklarını görmedik. 15 Temmuz hain darbe girişiminde milletimizin yanında olduklarını görmedik.











Ancak geçmişi darbeler ve bildirilerle dolu bir ülkede bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması kabul edilemez. Bunun adına ifade özgürlüğü diyemeyiz. İfade özgürlüğü, ülkenin mevcut yönetimini darbe imalı bildiriyle tehdit etmeyi kapsamaz. Bu tarz ifadeler dünyanın her yerinde demokrasiye, milli iradenin üstünlüğüne saldırı olarak kabul edilir.

Yayımlanan bildirinin milletimiz nezdinde bu derece sert tepki göstermesinin nedeni de çok büyük bir kampanyanın parçası olarak algılanmış olmasıdır.










 

 














"TÜM SİYASETÇİLER TEK SES OLMALIYDI"

Biz bildiri yayınlanır yayınlanmaz tüm siyasetçilerin en yüksek sesle karşı durmalarını beklerdik. Eğer böyle yapmış olasalardı bugün sadece teşekkür için burada olacaktık. Demokrasi karşıtı tüm bildirilerin arkasında yer alan zihniyet, bu seferde safını aynı istikamette belirlemiştir. Maalesef siyasetçilerimizden bazıları bu kirli kampanyaya destek vererek kendilerini inkar etmişlerdir.

Milli iradeden yana tavır koyan tüm siyasi partilere, STK'lara ve vatandaşlarımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Milleti tehdit etmeye kalkışanlara en büyük cevabı yine milletimizle vereceğiz.











15 Temmuz gecesi silahlı darbe denediler. Ama milletimiz karşısında direnemediler. Yayımlanan bildiriyi özellikle dikkate alıp, gereken her tedbiri uygulama kararlılığını ortaya koyuyoruz. Milletimiz kimin demokrasinin ve hukuk devletinin yanında durduğunu, kimin darbecilerin koltuğunun altına girdiğini iyi biliyor.

"MONTRÖ'YE BAĞLILIĞIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ"

Aziz Milletim, yapılan açıklamada 2 temel iddia ortaya konuyor. Birincisi Montrö Anlaşması ikincisi ise sosyal medyada yer alan bazı görüntülerdir. Uzun görüşmelerin ardından 2. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde 1936 yılında Montrö Sözleşmesi'ni imzaladık. Boğazların kontrolünü pek çok sınırlamayla da olsa Türkiye'ye bırakan bu sözleşme dönemin şartlarında önemli bir kazanımdır. Boğazlardaki gemi trafiğinin yer yer seyir güvenliğini tehdit edecek düzeye ulaşması meselenin ayrı bir boyutudur. Her şeye rağmen Montrö'nün ülkemize kazanımını önemli buluyor, sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz.











Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı aldığı günlerde Meclis Başkanımıza Montrö örneği üzerinden bir soru yöneltmiştir. Meclis Başkanımız tamamen teorik olduğunu belirterek konuyu izah etmiş ve Montrö'den çekilme gibi bir durumun olmadığını söylemiştir.

Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ tamamen yanlıştır. Kanal İstanbul Boğaz'daki haklarımızı güçlendirecek bir girişimdir. Montrö Sözleşmesi ile çıkmakla ilgili bir çalışmamız yoktur. Gelecekte bu ihtiyaç ortaya çıkarsa ülkemizi daha iyisine kavuşturmak için her sözleşmeyi gözden geçirmekten çekinmeyiz.










 










"TSK KENDİ İÇİNDE SORUŞTURMA BAŞLATTI VE SONUÇLANDIRDI"

Biz geçmişte cübbeleriyle seçilmiş hükümete karşı düzenlenen mitinglere katılan rektörlere demokrasi ve hukuk adına karşı çıkmıştık. Cübbeleriyle brifinglere iştirak eden yargı mensuplarını demokrasi ve hukuk adına eleştirmiştir. Üniformalarıyla milli iradeyi çiğneyen askerlerin yaptıklarını demokrasi ve hukuk adına eleştirmiştir.

TSK'nın disipliniyle bağdaşmayacak fotoğraf veren askere olumlu bakmadık, bakmayız. Bunun münferit bir hadise olduğu açıktır. Söz konusu fotoğrafı yayınlandığında TSK idari bir soruşturmayı başlatmıştır. Milli Savunma Bakanlığımız kendi üzerine düşeni mutlaka yapacaktır. Bunu bir bildirinin bahanesi olarak kullanılmasını kesinlikle art niyetli görüyoruz. Milli Savunma Üniversitemizi laiklik ve Atatürkçülük tartışmaları içine çekmeyi taşıyanlar da sinsi gayeler taşıyor.

Geçmişte 'Genç Subaylar Rahatsız' diyenlerin işi emekli amirallere havale ettikleri anlaşılıyor. Demokrasi ve hukuk içerisinde çözülecek meselelerin, darbe imalı bildirilerin bahane edilmesi siyasi otoriteye rağmen anayasaya bağlılık değil açık tehdittir. Bu tartışma bile başlı başına Türkiye'nin darbe dönemlerinin ürünü bir anayasadan yeni ve sivil bir anayasaya geçiş işlemlerinin ispatıdır.

Milletimizin ve özellikle gençlerimizin morallerini bozacak hiçbir hareketi müsamaha ile karşılayamayız. Çarşamba günü Türkiye ekonomisinin salgın şartlarında hangi başarılı işleri ortaya koyduğunu milletimizle paylaşacağım. Şu anda 104 kişinin içerisinde bizzat CHP'nin üyesi olan kendisi karısı yeğeni, oğlu şusu busu olanlar var. Bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz. Bu işin merkezinde aslında ana muhalefet partisinin ta kendisi var. Biz ekonomide bir şeyi konuşuyoruz. Bunu açıkladım. Türk ekonomisini yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelinde büyütmeyi, çok daha iyi yerlere götürme mücadelesi vermeyi sürdüreceğiz.

ÇARŞAMBA GÜNÜNÜ İŞARET ETTİ

İktidara geldiğimizden bu yana ülkemizi nereden aldık bugün neredeyiz? Yatırımlar dahil bütün bunları kronolojik olarak Çarşamba günü millete seslenişte açıklayacağım. Demokrasimizi de milli iradenin üstünlüğü temelinde darbelere, cuntalara, vesayete karşı gerektiğinde canımız pahasına mücadele ederek güçlendirip, geliştireceğiz. Bu duygularla bir kez daha hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum, kalın sağlıcakla deyip sizlere hayırlı akşamlar diliyorum."











"104 KİŞİNİN İÇİNDE CHP ÜYESİ OLAN"

104 kişinin içinde CHP üyesi olan var. Bu işin merkezinde aslında ana muhalefetin kendisi var.

81 İLDE SUÇ DUYURUSU!

Öte yandan, emekli amiraller tarafından imzalanan skandal bildiri hakkında tepkiler sürüyor. 81 ilde 910 dernek, 408 vakıf, 27 üniversite, 114 oda, 550 sendika, 46 federasyon, bazı emekli amirallerin bildirisine ilişkin suç duyurusunda bulundu.



ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI SORUŞTURMA BAŞLATTI!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bildiri yayınlayan emekli amirallere yürütülen soruşturma kapsamında, şüphelilerin görevde olan muvazzaf subaylarla irtibatı olup olmadığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dışında diğer komutanlıklarla da irtibat kurulup kurulmadığının araştırıldığı belirtildi. Soruşturma kapsamında yayınlanan bildirinin geçmiş muhtıralarla benzerlik gösterdiği kaydedildi. Emekli amirallerden 10'u bu sabah Ankara, İstanbul ve Kocaeli'nde gözaltına alındı. 4 emekli amiralin ise yaş durumları göz önüne alınarak 3 gün içerisinde gözaltına alınmadan ifadeye gelmeleri istendi.



LOJMAN HAKLARI VE KORUMA HAKLARI İPTAL EDİLDİ

Gece yarısı yayımlanan darbe imalı bildiriyi imzalayan emekli amirallerin lojman hakları ve koruma hakları iptal edildi.