Candemir'den çözüm süreci uyarısı

TAKİP ET

Gazeteci Oktay Candemir den önemli bir analiz...

Vantarafgazetesi-Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?

Çözüm sürecinin bittiği Temmuz 2015'den bu yana ortalık bir 'Çözüm süreci hayaleti' dolanıyor.

Büyük iddialarla başlamış ama trajik sonuçlara yol açmış çözüm sürecinin ardından aynı şeyi beklemek yerine onu da aşan ve mutlak barışla sonuçlanması gereken yeni bir dönemin başlaması tüm toplumun beklentisi ve arzusudur.

Devlet yaklaşık 20 yıldır Kürt meselesinin çözümüne dair çeşitli girişimlerde bulunuyor. Başarısız olan bu girişimler Kürt toplumunda 'Aldatmaca ve kandırmaca' süreçleri olarak algılanmaya başladı.

1993'te devlet ile başlayan diyalog girişimlerini dönemin siyasileri Demirel-Çiller ve Ağar üçlüsü sabote ederken, 1999'da başlayabilecek bir süreci Ecevit-Bahçeli, malum çözüm sürecini ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP'nin oy oranı düştüğü için bitirdi.

Türkiye'deki diyalog ve müzakere süreçlerini iki ana eksende değerlendirmek gerekiyor. Bunlardan biri nesnel koşullar, diğeri de öznel koşullardır.

Kürt meselesinin dış boyutlarını gözden kaçırmamak gerekiyor. 1993'te nasıl ki körfez savaşı çözümü dayattıysa, bugün Rojava'da yaşanan gelişmelerde yeni bir çözümü dayatıyor.

Yukarıda Türkiye'de siyasetçilerin her daim Kürt meselesine 'oy deposu) olarak değerlendirebilecekleri bir alan olarak baktıkları için diyalog ve müzakereden rahatsız olduklarını, aksine milliyetçi duyguları köpürterek sonuca gitmeye çalıştıklarını özellikle belirttim...

İç ve dış koşulların uyumu olmadan yeni bir süreçten söz etmek mümkün değil.

Dış koşullar çözümü dayatıyor ama iç konjonktürel yapılar buna direnmeye devam ediyor.

Türkiye'de mevcut siyasi iktidarın uzun süredir diyalog ve müzakere süreçlerini kerhen de başlatmak zorunda kaldığını biliyoruz ancak AKP devlete rağmen bu süreçlerde ayak diretti ve hep bir gerekçe ile ipe un sermeyi başardı.

Peki bundan sonra ne olur?... diye sorarsanız; evet yeni bir süreç kapıda... Ama böyle bir süreç hangi siyasi aktörlerle kiminle yapılacak?... Ekonomik, siyasi ve toplum kriz ortamının yarattığı bu belirsizlikte Türkiye'nin ana akım siyasi partilerinin mevcut yapıları ve varoluş gerekçelerinin buna uygun olmadığını görüyoruz.

CHP'nin Dersim, Zilan'ı,, Akşener'in 'Faili meçhulleri' ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cizre'si var...Bunlar dışında bir politikaları henüz yok.

Açıkçası ben mevcut siyasal yapıdan umutlu değilim... Yeni dönemi Kürtlerin ortaya koyacağı siyasal direnç ve Türkiye'de siyasetinde ortaya çıkacak yeni siyasi aktörlerin alacağı tutumlar belirleyecektir.

Önemli olan yeni bir diyalog ve müzakere sürecinin başlamasından çok, bu sürecin mutlakla barışla sonuçlandırılmasıdır.

Aksi taktirde 'Süreci başlattım ama ne yapayım olmadı' denilerek bitmesi çok daha ağır sonuçlara yol açıyor. Bunu hep birlikte yaşadık ve gördük.

Sonunu getiremeyeceğiniz bir süreci lütfen başlatmayın, çünkü; geri dönüşümü çok ağır bedellerle sonuçlanıyor.