BU ÜLKEDE 18 YAŞINDA OLMAK...?

TAKİP ET

Yazar; Mehmet Koç'tan Önemli bir yazı.

VanTarafGazetesi -  TÜRKİYE’DE 18 YAŞINDA OLMAK...

Her gün neredeyse 100 lerce genç 18 yani reşit yaşına erişiyor.Yani hergün 100 lerce seçmen kazanıyoruz. Hepsinin ortak bir özelliği var bu gençlerin. Hepside oy kullanacak hepside iş sahibi olmak gelecek sahibi olmak istiyorlar. Ve hepsinin kafasındaki soru işareti de malesefki aynı; kim? Neden? Nasıl?

Bir kere şu kesinkineredeyse tamamına yakın gencimiz ‘’taklidi'' partili. Peki ne demek taklidi partili?

İslam’da taklidi iman terimi vardır bu terim aslında sözle Müslüman olmuş birilerine bakarak yada asıl meselemiz ailesi Müslüman olduğu için Müslüman olanlar içindir. Bunun yanında tahkiki imanlı terimi var. Araştırıp, sorgulayıp, özümseyen bir şekildeMüslüman olmuş kişiler içindir. Malesefki gençliğimizin çoğu taklidi şekilde partili olduruldular. Düşünme yetisinin elinden alınmasının beklide en somut örneği olmuş durumda bu. Üreten düşünen sorgulayan bir gençlik yerine, böylesi bir gençlik oluştu. En çok ta aileler gençliğin düşünmesine sorgulamasına karşı. Her gün o kadar gözaltı ve tutuklama görüyorlar ki çocuklarının da düşünüp sorgulayıp hapislerde çürümesini istememelerinden kaynaklanıyor.

Peki bu gençlik nereye gidecek böyle?

18 yaşında bir genç reşit olduğu gün bütün yasal haklarını kazanıyor. Oy kullanma(seçme) çalışma şimdide ise seçilme. Ülkenin siyasal ekonomik ve eğitim durumundan etkilenen gençlik malesefki dışa bağımlı halde tabiri caizse GDO beyinlere dönüştürülmek istenmekte. Malesef Gelecek noktasında memnun olan tek bir insan yok kaldı ki gençler için durum içler acısı. Örneğin Türkiye gençliği artık beyin göçünden vazgeçmiş durumda, onun yerine hangi ülkenin yaşam standartı Türkiye’den iyi ise gencimiz o ülkeye yönelmek o ülkeye vatandaş olmak istiyor. Bırakın gençliği çocuklarımız bile başka ülkenin vatandaşı olmak istiyorlar. Geçtiğimiz günlerde 23 nisanda muhabirin gelecekte ne yapmak istiyorsun sorusuna karşı yavrucağımızın Almanya vatandaşı olmak istiyorum demesi ne kadar acıdır bunu biliyor muyuz? Acaba yetkililer düşünüyorlar mı? Bu çocuğumuz, bu çocuklarımız neden ülkesini, bayrağını vatanını sevmektense başka bir ülke ve vatanı seviyor? Diye sordular mı yoksa;

Son on yılda;

104 bin çocuk kayboldu.

483 bin kız çocuğu evlendirildi.

Çocuk işçi sayısı 708 bine ulaştı.

Cezaevlerinde 2 bin çocuk yatıyor.

Yoksa bunları bildikleri için mi sormadılar?

Yapboza dönüştürülmüş bir eğitim, ellerinden çalınmış bir gelecek adeta Türkiye gençliğinin yok olması için bir proje hazırlanmış hissi veriyor.Hangi pencereden bakarsak bakalım iç açıcı hiç-bir durum yok.

Peki ya bu gençler siyasi anlamda hangi safta olacaklar ? Taklidi mi tahkiki mi olacaklar? Bu sorunun cevabını aslında aslında birileri yıllar önce cevapladı; ‘’ ya sev. Ya terket'' evet malesef gençlerimize örneklerle bu anlatılmakta, sevmezsen, benim gibi düşünmezsen, benim dayattığım herşeyi harfiyen yerine getirmezsen sonun abilerin gibi olur diye hergün televizyonlarda mesaj vermekteler onlar. Neden abilerin gibi dedim derseniz.

Hatırlayacak olursanız yıllar önce üniversite yemekhanelerinin 0.25 kuruşluk zammına kampüse yıkan, heleki siyasi bir olayda yada açıklamada bütün gözler üniversitelerdeydi. Şimdilerde ise bahsettiğimiz GDO gençlik bütün dayatmalara hiçbirşey olmamış gibi sadece  atadıkları sözde rektör ve sözde profların egolarını tatmin eden ağır sınavlarla baş başalar.

Okul bittikten sonra işsiz kervanındaki yerleri zaten hazır. Ama eğer iktidarın maşası iseler işleri hazır hemde en iyi iş.  Katil doktorlar hukuktan zerre anlamayan avukatlar dolandırıcı bankacılar yani çetenin birer üyesi oluyorlar.

Kimse günümüz Türkiye’sinde 18 yaşında olmak istemez. Anlayacağınız bu hastalık bütün kan damarlarına bulaşmış halde yapılacak tek şey. Bir an evvel ülkece bu duruma dur demek, artık yeter demek.

Çocuk ölümlerine, asker cenazelerine, dağda ölenlere, açlıktan hırsızlık yapanlara, namerde muhtaç olanlara, 5 liraya  dürüm ayran satan yer arayıp milyarları çalan insanların egemenliğine son verme vaktidir.  Mağdur artık Kürt değildir. Türk,Boşnak, Arnavut, Kürt, Zaza, Gürcü, Çerkez,,çeçen,lezgi,Pomak, çingene, ArapSüryani,ermeni,Yahudi,Rum,Asuri,Bahai,leh,malakan Ve Dürzi haklarının meselesidir.

Bu saydığım halklar bu toprakların evlatları. Ve biz buyuz birileri her ne kadar Tek dil. Tek din. Tek ırk desede Türkiye budur. Bize düşen farklılıklarımızla kucaklaşıp adeta gökkuşağı gibi rengarenk olabilmek.