'Anadilde eğitim lütuf değil bir haktır'

kaynak- ANF Anadilde eğitim verecek olan ve pilot bölge olarak seçilen Amed, Yüksekova ile Cizre'de yapımları büyük oranda tamamlanan okullar, bu ders yılı itibari ile Kürtçe eğitim-öğretime başlayacak. Amed'de başlayacak okul için yüze yakın başvuru yapılırken, Yüksekova ve Cizre'de ise yüzer kişilik kontenjanlar dolmuş durumda. Okullarda Kürtçe'nin yanı sıra, Türkçe de seçmeli ders olarak okutulacak. KURDİ-DER’den yetişen öğretmenlerin ders vereceği okullarda ise devletten hiçbir beklenti yok.

Kuzey Kürdistan'da 15 Eylül tarihinde başlayacak olan yeni eğitim-öğretim yılı bir haftalık süreyle boykot edilirken, aynı tarihlerde de pilot bölge olarak seçilen Amed, Yüksekova ve Cizre'de ilk kez Kürtçe eğitime başlanacak. Kurdi-Der Başkanı Sabahattin Gültekin, bir haftalık boykot kararı ile ana dilde eğitim-öğretim isteklerini kamuoyuna düzenledikleri basın toplantısı ile duyurduklarını ve demokratik haklarını kullandıklarını belirterek, Kürt halkının 90 yıldır anadilde eğitim için mücadele verdiğini söyledi.
20 yıl öncesine kadar Kürtlerin varlığının bile kabul görmediği, Kürt sözcüğünün kabul edilmesi halinde ülkenin parçalanacağı ve bölüneceği gibi yanlış bir algının olduğunu kaydeden Gültekin, "Sonuçta öyle bir duruma geldik ki, artık sadece Türkiye değil bugün Ortadoğu'da ve dünyada konuşulması gereken aktörlerden biridir. Yani Kürt sözcüğü kabul edildi diye bu ülke parçalanmadı" dedi.
5 GÜNLÜK BOYKOT

Kürt sorununu çözümünün temel sorunlarından birinin anadilde eğitim sorunu olduğunu dile getiren Gültekin, "Kürt sorunundan biz bahsediyoruz. Peki, nedir bu Kürt sorunu? Bir halkın tanınmasının temel koşullarının bir tanesi onun dili ve kültürüdür. Çünkü ve bu dil bireysel değil dil kolektif bir şeydir. Bir halk kendi bütün yaşamını o dil üzerinden geliştirdiği ilişkilerle idame ettirir. Eğitim de bunun içerisine giriyor ve bu dilin kesinlikle eğitim ve öğretimde kullanılması gerekiyor. Eğer Kürt dili ile eğitim ve öğretim olmayacaksa, Kürt sorununa biz nasıl 'Kürt sorunu' diyeceğiz? 90 yıldır asimilasyon politikaları uyguladınız olmadı ve bugün buradayız. Onun için biz kendi halkımıza diyoruz ki pazartesi gününden itibaren beş gün devletin eğitim kurumlarını ilkokuldan üniversiteye kadar boykot ediyoruz. Niye boykot ediyoruz? Ana dilde eğitim-öğretim istediğimizi kamuoyuna duyurmak, demokratik bir hakkımızı kullanmak için" dedi.

BİN TANE TÜRKÇE OKUL VAR, BİRİ DE KÜRTÇE OLSUN
İlk kez bu yıl pilot bölge olarak seçtikleri Amed, Yüksekova ve Cizre'de eğitim-öğretime başlayacaklarını kaydeden Gültekin, Türkiye ile bir sorunlarının olmadığını, sadece kendi dillerinde eğitim-öğretim yapmak istediklerini söyledi. Pazartesi gününden itibaren eğitim-öğretime başlayacak olan 3 pilot bölgedeki okulların ilkokul düzeyinde eğitime ve öğretime başlayacağını belirten Gültekin, 1. sınıf düzeyinde olacak bu okullarda öğrenci kapasitelerinin yüz kadar olduğunu söyledi.
"Amed'de bin tane Türkçe eğitim-öğretim veren okul var ve bunlardan bir tanesinin Kürtçe olması halinde bu ülke ne parçalanır ne de bölünür" diyen Gültekin, okullar için öğretmenlerin Kürdi-Der tarafından yetiştirildiğini, okullarda matematik, resim gibi derslerin de bu branş öğretmenleri tarafından verileceğini ifade etti.
EKSİKLİKLERİMİZ NE GÖRECEĞİZ
Kurdi-Der Başkanı Gültekin, gelecek yıl ana dilde eğitim konusunun yasal bir zemine kavuşturulacağını ümit ettiklerini belirterek, "Bizim açtığımız pilot bölgelerdeki okullarda ileride Türkiye'de yasal olarak yapılacak olan ana dilde eğitim çalışmalarını, temelini ve pratiğini göreceğiz. Pratikte ne eksiklikler çıkacak? Ne yapacağız? Nasıl olacak? Biraz da bunu tecrübe etmek için de pilot bölgelerde okullar açtık" dedi.

ANAYASA DÜZENLEME ŞART
Eğitim-Sen Amed Şube Eşbaşkanı Yıldırım Arslan da, anadilin artık 21. yüzyılın tartışma konusu olmadığını söyledi. Demokratik ve barışçıl bir tarz izlediklerini kaydeden Arslan, hükümetin yürüttüğü Anayasa çalışmasında bu konuda yasal düzenlemenin yapılmasını beklediklerini söyledi. Kürtçe eğitimin Anayasa içerisinde resmi olarak yer bulmasının zorunlu olduğunu kaydeden Arslan, TRT-6 gibi Kürtçe kanallar açmalarla, ücretli ana dil eğitimleri, seçmeli derslerle ve farklı şekildeki değerlendirmelerle çok mesafe alınmadığını söyledi.